Donsal Sorunlar..

Lütfen ya.. Lütfen..

Rica ediyorum.. 

Bir miktar vicdanı olan kim varsa o kişilere sesleniyorum.. :

Bana baksır alın..!

Şu birkaç ay içinde, yaklaşık onbeş milyon adet baksır aldım, hiçbirinden fayda görmedim.. O kadar para verdiğime mi yanayım, rahat edemediğime mi yanayım, böyle basit gibi görünen ama cidden çok can sıkan durumu yaşıyor olmama mı yanayım, bilemiyorum..

Malûm, vücudumun herbir yeri yamuk-yumuk.. Haliyle 'standart kalıp' denilen şey bana kesinlikle uymuyor.. Normalde XL giyiniyorum.. Ancak bacaklarım/baldırlarım kalın olduğundan XL beden baksır bacaklarımı sıkıyor, baksır katlanıyor, fena halde rahatsız ediyor.. Bacaklarım rahat etsin diye 2XL beden alıyorum, bu defa da belden geniş geliyor.. Sahiden çok sinir bozucu bir durum ya.. İnsan sürekli donu yüzünden rahatsızlık yaşar mı..? Yaşıyor işte..

Hem bacaklardan hem belden tam olacak baskır bulabilsem var ya, samanlıkta iğne bulmuş gibi sevinecek ve o baksırdan bir oda dolusu alacağım.. Ama yok işte.. Bu-la-mı-yo-rum..!



8 Yorum:

Nedense cevap verme ihtiyacı hissettim. Gerçi bir miktar geç kalmış olabilirim. Arjantin denilen beyaz donlar erkekkerin her ihtiyacını karşılıyor. Belden rahat paçadan geniş. Kasmaz, dönmez , kıvrılmaz. Oturduğunuzda rahatsız etmez. Kalktığınızda aralara kaçmaz, kıstırmaz. Ha derseniz ki görseli güzel değil, evet değil haklısınız. Ancak pamuklu olması hasebiyle yaz kış rahat. Basenler kalınsa naylon karışımlı boxerlar muhtemelen kolay pişik yapar. Pamuk bu açıdan bakıldığında da kolaylık sağlayan bir kumaş türü. Tüm bu sebepler güzelliği arka plana itmeye yeterli bence. Umarım donsal huzuru bulursunuz

 

Kesinlikle seninle hemfikirim ancak beyaz rengi sebebiyle pek tercih edeceğimi düşünmüyorum..

 

Farkındayım ancak anlamadığım ve belki de hep saçma bulacağım ince bir detay var. İnsanlar, dişisi erili farketmez niçin kıyafette rahatlıktan ziyade karşı tarafın beğenisine önem verir. Oysa bu hayat benim ve muhtemelen çok uzun sürmeyecek. Zaten yaratılış itibariyle eğer tarafımdan deforme edilmezse, hem fiziken hem de doğal kıyafet olan derim ile yeterince mükemmel yaratılmışken niçin yapay kıyafetlerle beğenilme çabasına gireyim. Niçin bu konuda kendimden ödün verme ihtiyacı hissedeyim. Bu fedakarlık ne katar bana. Asıl önemlisi ne alır götürür benden.
-Aaa beyaz don mu giyiyorsun.Ne banal! Hangi çağda yaşıyorsun sen tatlım. Artık erkeklerde tangaya geçti haberin yok mu??!!!
Bu basit bir örnek ancak bu vahim durum ilkokul çocuklarına kadar indi. Küçücük bebeler kıyafetlerini etrafındaki arkadaşlarına göre planlıyorLar. Evet anneler babalar bu konuda emir kulu gibi sessiz ve denileni yapar vaziyette. Onların donları da artık dantelli arılı börtülü böcekli değil. Ne büyük sorunmuş meğer bu don. Kadınlardaki detaylara hiç girmiyorum ama donsuz hayatın moda olacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum

 

Donsuz hayat hepimizin ortak arzusu ancak bu beyaz renkli don muhabbeti, bir başkasının ne diyeceğinden ziyade kendim için istemediğim bir durum.. Kimseye donumu göstermiyorum, kimse de donumu görmek gibi bir talep içinde değil.. Tamamen kişisel tercih ki bazen giyindiğim de oluyor.. Diğer konularda ise haklısın.. Başkaları için yaşayan toplumun, elalem ne der baskısının altında özenti bir hayat geçiriyor, dolayısıyla hem giyim hem davranış şekillerimizi başkalarına göre ayarlıyoruz.. Umarım sen, şahsına münhasır bir insan olursun ama ben böyle özenti olarak devam edeceğim muhtemelen..

 

Maalesef beynin düşünme becerisi ile bedenin hareket sistemi ortak işlemiyor bende de. Doğruları görme beraberinde uygulama becerisi getirmiyor. Şahsına münhasır biri olmalardan hayli uzağım. Yalnız bu donsal mevzuyu uzatmamın asıl nedeni günlük okumayı seven biri olarak enteresan bir blog bulmuş olmam.

 

Daha enteresan olan şey, cümle kurgunun sağlam ve güçlü olması.. Beğendim..

 

Teşekkür ederim.Ben de okuduğum satırlardaki samimiyeti beğendim. Zira günlük dediğimiz yazım türünün sevilme nedeni budur.

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.