Küfürle Uyanmak..

Sensizliğe uyandığım bir sabah daha...

Ömür geçiyor ve her sabah Ali Turan ve Ayşe bana küfrediyor..



Cumartesi Pazar..

Hazır haftasonu tatili de başlamışken, ben gidiyorum..



Aşermek..

Aşeriyor olabilirim; kaç aydır canım sürekli katmer çekiyor.. Katmer yiyorum, ertesi gün yine canım çekiyor.. 

Hamile olma ihtimalim var..



Öldürülür Her İnsan Sevdikleri Tarafından..

Geçen gün, "Bugün benim günüm" demiştim ya hani; o gün benim günüm değilmiş meğer..

.................................

Oysa öldürülür her insan,
sevdikleri tarafından..

Benim böyle bir şey yapabileceğimi düşünmemiş de, başkalarını getirmiş aklına,araştırıp soruşturmuş.. Ben varken, başkalarını aklına getirebilmiş.. Ne büyük bir zûldür bu.. İlk akla gelmesi gereken biriyken, akla gelmiyor olmak ne büyük utançtır bana..

Birer birer öldürülüyor her insan,
sevdikleri tarafından..



Derin Yarası Olanın Açtığı Yaralar..

"Dürüst biriyim" dememe bakmayın siz.. Onu etkilemek için o kadar çok ama o kadar çok yalan söyledim ki, birkaç gün sonra vicdanımın beni boğazladığını, dipsiz bir kuyuya çektiğini hissettim..

Gittim, her söylediğim yalanı dile getirdim.. Gerçeklerle ilgili kanıtları gösterdim.. Biraz inceledi.. "Ben gerçekten olgun biri olduğunu, bu tür şeyleri aştığını düşünmüştüm" dedi..

"Bazı yaralar o kadar derin ki, istesek de aşamıyoruz bazı şeyleri.." dedim..

Hayattan çok büyük darbeler yemiş, her güvendiği tarafından terk edilmiş ve kötülük görmüş birine, bir darbe de ben indirdim..

Bugün bir kez daha anladım ki, vicdanımı ve temiz kalbimi çoktan kaybetmişim..



Bugün Benim Günüm..

Bugün tüm gün benim günüm..

Tarihe bakın, bugün ayın kaçıysa artık, bugünü tamamen kendime adadım..

İyi ki, bugün, her bir zerresiyle benim günüm..



Çarşamba Akşamı Saat Dokuzda..

Oysa seninle ilgili ne hâyâllerim vardı benim..
Çarşamba akşamı saat dokuzda, bir kadının göbeğine boşalarak, bütün umutları tükettim..

Boşalmadan önce azmıştım, beynimi kullanamıyordum, kalbimi ve vicdanımı kilitledim; sen hiç aklıma bile gelmedin.. Boşaldıktan sonra pişmanlık kapladı her bir zerremi.. Oysa artık iş işten geçmişti..

Vücudumdan çıkıp da kadının tenine değen her bir damla sıvı, seninle ilgili bir hâyâlimin sonlanmasıydı..

İlk damla, beni sevme ihtimali umudunun tükenmesiydi..
 Sonra mutlu bir yuva hâyâlim çıktı içimden..
Daha sonra evde koşuşan, sana anne diyen çocukların hâyâli birer ikişer aktı bedenimden..

Çarşamba akşamı saat dokuzda, yatakta çırılçıplak uzanmış bir kadının göbeğine boşalarak vazgeçtim tüm hâyâllerimden..



Karanlık ve Tenha..

Özellikle akşamları ve tenhalarda buluşuyor benimle.. Sanıyor ki, bu durumu iyiye yoruyor, benimle yalnız kalmak istediğini düşünüyorum..

Oysa ben kötü niyetli ve karamsar biriyim.. Beni kimseyle tanıştırmak ve yan yana iken kimseye görünmek istemiyor, diye düşünüyorum..

Karanlıkta ve tenhadayız çünkü benimle iken insanların bakışlarına dayanamıyor..



Çocuk Kadar..

Camiide namaz kılan adam; yanında oynayan çocuk kadar seviyorum seni..



Üzgünüm Canlar..

Üzgünüm canlar.. Öyle her zamanki hüzün bulutu da tepeme konmadı üstelik.. Kanlı-canlı, fiziksel ağırlığı olan bir üzüntü bendeki.. Biri üzdü.. Gerçekten üzdü beni.. Gel gör ki, beni üzen o kadar haklı ki.. Sadece köşeme sinip üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden..

Yazı yazmak istiyorum sadece.. Günler boyu, odamdan çıkmadan, kimseyle konuşmadan, çalan telefona bakmadan yazı yazmak istiyorum sadece.. İçimde ne varsa anlatmak istiyorum; nokta virgül kullanmadan.. Belki bol bol ünlem.. Veya hiç bir şey.. Anlaşılmadan yazmak istiyorum sadece..

Yeniden herkesten kopsam ve sadece türkülere sığınsam..? Türkü mırıldanırken, birkaç harfi yanyana getirsem ve kendime özel bir dünya kursam..? Yine eskisi gibi duvarlar örsem etrafıma.. Beni kimsenin üzemeyeceği bir karaktere bürünsem.. Cimri, bencil, sapık, vurdumduymaz.. İlla üzüleceksem de bir tek ben kendimi üzsem... Kendim için yazsam, kendim için söylesem, sokağa çıkınca da sadece kendim için yürüsem..

Sarayburnu Sahili'nde hâlâ hüzün var mı acaba..? O, iğrenç Kız Kulesi hâlâ yerinde mi..? Bakırköy Sahil'de sevgililerin önünü kesiyor mu çiçekçi kadınlar..? Moda Sahili hâlâ hasret kokuyor mu..? Dilenciler hâlâ sokaklarda dolaşıyor mu..? Evlendiler mi evlenmek için gün sayan kadınlar..? Galata Köprüsü'nde "Sevdiğim aman of aman..." diye türkü mırıldanıyor mu balık tutanlar..? Eminönü'nde balık ekmek satıyor mu balıkçılar..?

Fotoğraf çekmeyi özledim; fotoğraflara bakıp maziyi düşünerek iç geçirmeyi de..

Nasıl anlatayım işte; üzgünüm canlar.. Kanlı-canlı biri, kilometrelerce öteden üzdü beni.. Ah keşke bir laf diyebilseydim ama o kadar o kadar o kadar haklı ki..


Pozitif Düşünce..

Sabah, sesli mesaj göndermiş bir arkadaş.. "Bu üç gün çok önemli, her olayda olumlu düşünce içinde oluyorsun, 10 yılı etkiliyor" demiş..

Teşekkür ettim kendisine; beni düşünmüş, iyiliğimi istemiş, hatırlatma yapıyor.. Son bir haftadır, aynı anda, yüzlerce fil, zürafa, at gibi hayvanların tecavüzüne uğramışım gibi olaylar yaşadığımı bilmiyor.. Olumlu düşünecekmişim, olumlu şeyler olacakmış.. Pehh..





Yanımdan Geçti..

Yanımdan öyle bir geçti ki; o geçince, ben de kendimden geçtim.. Sonra bir baktım; dünya da kendinden geçmiş.. Defalarca arkamı dönüp baktım.. O bir kez dönmedi.. Zaten ben dahil, dünyadaki hiç bir varlık, O'nun arkasını dönüp de bakmasını beklemiyordu.. Arabalar sağa-sola çarpıyor, insanlar balkonlardan atlıyor, canlılar nefes almayı unutuyorlardı..

Nasıl anlatayım, bilmiyorum ki... Yanımdan öyle bir geçti ki; o geçti, ben kendimden geçtim.. Kaç saat oldu; hâlâ kendime gelemedim.. Öyle bir geçti ki... Yani öyle bir geçti gitti ki; sanki giderken beni de aldı, bir daha geri bırakmadı..


Cici Giysiler..

Param yok ama gittim kendime cici cici elbiseler aldım..

Kot pantolonun bedeni iki ay öncesine kadar 34-32 iken, şimdi 36-32 aldım, yine de biraz dar oluyor.. Gömlekte L beden giyinirken, şimdi XL ancak oldu..  İkisi siyah, biri kırmızı ağırlıklı üç tane baksır aldım.. İki adet siyah atlet aldım.. Ve tanesi 5 liradan 5 adet çeşitli renkte çorap aldıktan sonra elimde poşetlerle yürürken, "Bana hediye yok mu..? " diyen midemin Küçük Emrahvari cümlelerine dayanamayarak, Bursa İskender'den tamı tamına birbuçuk porsiyon iskender kebap yeyip, kolamı da içtikten sonra eve ancak gelebildim..

"Ayranı yok içmeye ...... ..... .... " deyiminde anlatılan insan olmaya o kadar özenmişim ki; param yok ama gittim tamı tamına ikiyüzyirmiiki liralık harcama yaptım.. Eğer devlet baba, önümüzdeki ay, bana, söz verdiği gibi ikramiye vermezse, bu açığımı kapatmak için her gün burada "fakire yardım edin.." mealinde cümleler kuracak ve bu sayfanın girişine mendil açacağım..