Güle Güle Baba.. Güle Güle Anne..

Kalp yetmezliği ve kalp damar tıkanıklığı had safhada olan babam, illa memlekete gitmek isteyince, bugün itibariyle yolcu ettim onları..

Allah'ım, ne olur, sağ-salim kavuştur beni onlarla.. Ve Rabb'im, belki mucize istemiş olacağım ama mucizeyi de Sen'den başkasından isteyemem ya.. Ne olur, memlekette, her ikisinin de tüm hastalıkları son bulsun ve mutlu bir şekilde dönsünler yanıma..





.....................................
Benim özgüvenim, annem ve babamın yanında geçerli sadece.. Onlar yok diye; korkağım, çekingenim, yalnızım..






Yaşıyorum..

Fazlasında gözüm yok artık..
Yaşıyor muyum..?
Evet, şükür, yaşıyorum işte..





Kapanan Devir..

Bir devir daha kapandı.. Feysbuktan silip engellemeden hemen önce demiş ki :


"
sana deli gibi kırgınım kizginim ama sürekli düşünüyorum aramak bişeyler bişey konuşmak istiyorum ne olursa:(



"


Birkaç saat sonra :


" 
BENCILSIN! ve bu gerçekten fazla bunu düzeltmeni tavsiye ediyorum .
"


dedikten sonra beni feysbuktan engelleyerek hayatından çıkarmış.. Yapması gerekeni yaptı.. Nihayet doğruyu bulduğu için tebrik ediyorum kendisini..












Özlem Kasırgası..

Hayatımın hiç bir döneminde, bu denli kendimden geçecek kadar, konuşulanları anlamayacak kadar, ölü gibi dolaşacak kadar özlem hissi sarmamıştı içimi..




Hâyâl Misin..?

Hâyâl misin, gerçek mi..?

Gerçek olamayacak kadar harikasın,
hâyâl olamayacak kadar yanımdasın..

................
Söylesene kuzum, ne zaman benden uzaklaşacak, beni yaşlı kalbimle, yine karanlık içinde baş başa bırakacaksın..?

Tanınmış Çıkarcı..

Elimden kayıp gidiyorsun, biliyorum.. Olman gerektiği yere, olman gerektiği kişiyle gidiyorsun.. Kalbime baka baka, gözlerini benden ayırmayarak gidiyorsun ve ben sana Dur! diyemiyorum..

demiştim günler önce..


Sonra öğrendim ki; aramızda çıkar ilişkisi var ve ben çıkarcıyım..


Şükür, nihayet beni tanıdın.. !


İki Silah..

Şükürler olsun, ablalardan birini, kazasız belasız nişanladık.. Kalabalık, stres, hüzün ama ayrıca güzellikleri barındıran günleri geride bıraktık sayılır..

...Ama ne tuhaf değil mi.. ? Bir kulağımda; nişanlanan, yeni yeni hayalleri, umutları olan, gülümseyen bir kadın... Öte kulağımda; evli olan, hüzünlü olan, kederli olan, pişman olan, hiç ama hiç hak etmemesine rağmen göz yaşı dökmek zorunda bırakılan bir kadın... Doğum ve ölüm gibi..

...Oysa biraz rahat bıraksak kendimizi.. Biraz zamana ve hayatın akışına kapılsak.. Daha az üzülerek, gereğinden fazla sevinmeyerek, herşeyi yerli yerine bıraksak.. Ağzımdan kuş tutsak bile Allah'ın bizim için bir hesabı olduğunu bilsek.. "Boşverrr" diyebilsek, dua etsek, sabretsek..

Nişanlansak da, evlensek de, hayat bir şekilde devam ediyor.. Bugün ağlarken, yarın kahkahalarla hayatı karşılıyoruz.. Hayat bu kadar yanar döner bir durum sergilerken, bu denli ağlamaya veya bu denli kahkaha atmaya bilmem ki ne gerek var..!

Bizim elimizde olması gereken iki silah var.. Hemen hemen hepimizin kaybettiği iki silaha sarılmak dileğiyle : Sabır ve Dua..