Yamuk Elleri Olan Kral Yine Çıplak..

Pazar günü saat 15:50 hareketli Kadıköy-Eminönü arası vapurun ikinci katındayım..




Gözlerim pencerenin dışında, Şehr-i İstanbul'un güzelliği ile meşgul.. Beş veya altı yaşlarında bir çocuğun hemen yanımda ayakta durduğunu fark ettim.. Başımı ona doğru çevirdim..


"Abi... " dedi..


Günün tüm güzelliğini bitiren, bana nerede ve ne halde olduğumu hatırlatan, kendimi dünyanın en güzel elbisesini giyinmiş sokakta dolaşan kral gibi düşünürken, kralın ne halde olduğunu vurgulamak için "kral çıplak" diye bağıran ve neticesinde kralın utandığı gibi utandıran küçük çocuk devam etti.. :


"Abi... Senin ellerin neden yamuk? Çok pis ellerin var... "






Kral çıplak <Çocuk> Efendi.. İstediğin kadar dünyanın en harika giysilerini giyindiğini düşün; kral çıplak.. ! İstediğin kadar çocuğa gülümseyip saçını okşa, sağında-solunda oturan insanların, o çocuğun cümlelerinden sonra sana nasıl baktıklarını gördün sonuçta..


Kral çıplak <Çocuk> Efendi.. Otuzüç senedir çırılçıplak olan kral, Rabb'in nefes verdiği sürece de çıplak olmaya devam edecek.. Sen, beyhude yere kandırma kendini; dünyanın en güzel elbisesini giyindim diye düşünme.. Harika manzaralı Şehr-i İstanbul vapurunda, yine bir çocuk yanına gelecek ve en saf ve gerçekçi haliyle "kral çıplak" diye bağırıp sana kim olduğunu hatırlatacak..






20 Yorum:

bu sefer avutucu cümleler kurmayacağım. bazen bir cümle,bir bakış,bir tavır tüm günün güzelliğine gölge düşürüyor. hele bu,insanın zaafı olan bir konuda olur ise yerle yeksan ediyor. seni çok ama çok iyi anlıyorum. insanların bakışlarına pek takılmayan ben,aynı çocukla karşılaşmış olsa idim,aynı yorumu ayaklarım için almış olsa idim kendimi nasıl hissederdim,şuan tam da öyle hissettim seni. beni lise çocuğu sanıp okul formamın rengini sorup ona uygun kaban satmak isteyen satış temsilcisine karşı da benzer şeyler hissetmiştim. insanız... neyin nasıl üstesinden gelirsek gelelim, eksiklerimiz var. fiziksel değil ama tamamen ruhsal. doğarken tam değil insan.büyürken tamamlanması gerekiyor. bu yüzden hep bir arayış içindeyiz. gerek seçeceğimiz eş,gerek,dost,iş ya da okul,hep arayış devam ediyor. bunları belirlerken aslında ruhumuzdaki eksiklikleri tesbit edip onu tamamlamaya uğraşıyoruz. elimiz,ayağımız,gözümüz,kulağımız değil eksik ya da yamuk olan. ruhumuz...maneviyatımız...inancımız belki.mantığımız ya da. ama kesinlikle uzuvlarımız değil. bakış açısı geniş çocuklar yetiştiremeyişimiz, empati yapabilen, kalp kırmamak için özen gösteren, "iyi" çocuklar yetiştiremediğimiz için oluyor tüm bunlar. sana-bana söylenen bir sözde,atılan bir bakıştan rahatsız olmakta suçlu biz değiliz. suç da değil bu zaten ya biz bir takım şeyleri aşmayı bilemiyoruz. hayatın ne kadar kısa olduğunu, cebimize huzur ve mutluluk doldurmanın tek gerçek olduğunu idrak edemeyişimiz bizi hüzünlü kılıyor çoğu zaman. herşeyi kafaya takmamak,sadece iyi şeylerle ruhu doyurmak gerektiğini, insan ölüme yaklaştığında anlıyor. ki bunu anladığında herkes benim kadar şanslı olamıyor. bir şans daha verilemiyor bazen. bu sebeple pek değerli kalem erbabı,(lafı çok fazla uzattım biliyorum,affına sığınıyorum.) yarın uyandığında kendini daha iyi hisset,daha önce de olmuştu,yine olacak diyerek insanların bu gibi seni rahatsız edici,incitici tavırlarını hep söylediğin sihirli sözle an; BOŞVER.

terlik gelmeden kaçtım...

 

Kelimelerle Dans ;
Zaten avutucu cümleler kursa idin, bu yorumundaki kadar etkili olmazdın, emin ol.. Avutucu cümlelerden başka ne duyduk ki hayatımız boyu..?
Ben, ne insanların bakışlarından rahatsızım ne de çocukların bu sözlerinden..
Kendi ruhumdan, hislerimden, varlığımdan rahatsızım sadece.. Ne farklı olana bakan insanlardan şikayetçiyim ne de içinden geldiği gibi saf yürekle konuşan çocuklardan.. Onlar olması gerektiğini yapıyorlar.. Olması gerektiği gibi davranamayan, kabullenemeyen, gelip burada salak-saçma cümleler uyduran benim..

 

belki de ben hiç seninle bu kadar aynı duyguda,aynı ruh durumunda birleşmemiştim. şuan senin kalbindeki hüzün ve tanımlayamadığım ama anlamakta hiç zorlanmadığım o diğer duygular, kendi kalbimin ortasına çöreklendi. ne istiyorum şuan biliyor musun?
bir iğne olsa elimde ve saplayıp kalbindeki o duyguların üzerine,patlatsam balon misali.hafiflese ruhun... akıp gitse damarlarından da neşe dolsa yerine.
sen hep iyisin biliyorum.ama ben şuan böyle hissediyorum işte.elimde olmayan güçlerle,tam da yapmak istediğimi paylaşıyorum sadece.

...

Çocukcum; haydi kapat sayfanı benim sayfama misafirliğe gel. Türküleri dinle sonra hareketli şarkılara geç. pozitif yazılara bırak kendini...

 

Sakin ol, iğneyle falan dolaşma peşimde..
Şükür iyiyim..

Ayrıca oynak şarkılar mı..? Sabah bile uzun hava dinleyen adam, dım tıs dım tıs şarkılar dinler mi ya hu..!

 

Cocukum sen kelimelerle dansın sayfasını bos ver orada tamamlanacak eksik yok . istifade ede mezsin tam birine ne verebilirsiniz ki ? Sen gel olmayan sayfami senlendir. Beni olmayan sayfadan kurtar bir sayfa sahibi eyle.

 

Adsız ;
Yorum yapacaksan, başkalarıyla ilgili yapma.. Benim ve yazdıklarımla ilgili yap.. Başkalarına çatacaksan, bu sayfadan uzak dur..
Yorumlarında muhafazakar cümleler kullanıp, kul hakkına girmekten korkmadan başkalarının hakkında atıp-tutman hiç hoş değil..
Yazmayı çok seviyorsan, aç bir sayfa ve yaz..

 

Elhamdullillah bu yolda rehberim kul hakindan uzak durmami soyledi . uzagim insaellah.Atıp tutmadim. Eksiksik biri dedim . acziyetimi bildirip eksiklerimi tamamla dedim;( Sayfam günah çukurunda kimse yaklasamiyor.onu temizle dedim;)

 

Cocük bana kizma lütfen;(

 

Gözlere bakmayan herkes elleri, ayakları görebilir ..Normaldir ..ama ya bakanlar emin ol onlar gerektir insan evladına .........

Seviyorum ben sizi gerisi laf- ı güzaf...

 

Gözlere bakmayan herkes elleri, ayakları görebilir ..Normaldir ..ama ya bakanlar emin ol onlar gerektir insan evladına .........

Seviyorum ben sizi gerisi laf- ı güzaf...

 

Kalbi çıplak olanlar içinde yamuk bi yazı lütfen !!

 

Adsız ;
Tanımadığım insanlara kızmayı çoktan bıraktım.. Sadece üzülüyorum haline.. Allah kalbine genişlik ve iyi niyet versin, diye dua etmekten başka bir şey gelmez elimden..



 

Kadife Zamanlar ;
Gözlerime baktığın için teşekkür ederim.. Keşke her insan senin gibi olsa..

 

Menen ;
Benden başka kalbi ve elleri çaprpık olan görmedim ki hiç..
Maaşallah bana ki, tüm çarpıklıkları kendimde toplamışım..

 

Ah be Çocuk, çocuğa gönül koyma. Ona insanı her haliyle sevmeyi öğretememiş ana babasına gönül koy. Çocuklarımıza katıksız sevmeyi öğretebilseydik eğer dünya çok daha güzel bir yer olurdu hepimiz için. Ellerin için bir şey demeyeceğim; çünkü bana normal geliyor. Çünkü benim dedemin, teyzemin ve sanırım (bak emin değilim o kadar kanıksamışım ki) dayımın parmakları yok. Ve ben onların eksikliğini görmüyorum bile. Çünkü biz böyle yetiştirildik. Biz "insan"ı sevmeyi öğrendik, uzuvlarını değil.

 

Fikriye ;
Küçücük çocuğa tabii ki gönül koymam.. Düşüncelerini açıkça dile getirmesi o kadar güzel ki.. Annesine babasına da bir şey diyemem..

Ayrıca "Biz "insan"ı sevmeyi öğrendik, uzuvlarını değil." cümlen bir şarkı sözü gibi.. Neden bilmem o kadar ama o kadar etkiledi ve hoşuma gitti ki..

 

" Gönül katresine bir inci düştü ki o inci denizlere değil feleklere (göklere) bile verilmiştir." <İnsan gönlüyle insandır, suretiyle ( gövde, çehre, görünüş ile) değil." Ey surete tapan ! Niceye dek suret kaygısı ? Eğer insan, surette insan olsaydı Muhammed'le Ebucehil eşit olurdu." Duvar üstüne yapılan insan resmi de insana benzerdi.Bak bakalım suret bakımından nesi eksik? O parlak resmin yalnız gönlü, ruhu, canı eksiktir. Yürü, o nadir bulunan cevheri ara... demem o ki beden değil ruhumuzu görenlerle karşılaştırsın rabbim, ( gizem)

 

Gizem ;
Ne güzel sözler ve tespitler bunlar.. İnan okurken yüreğim ferahladı.. Allah razı olsun.. Dilerim böyle düşünen insanlar, sadece yazdıklarıyla kalmaz ve gerçekten var olurlar..

 

İnan yazını her gün okuyorum ilk okuduğum günden beri ne yazsam diye düşündüm duygularımı ve düşüncelerimi yanlış bir cümleyle aktarmak istemedim. Okuduğum kitapta bu yazıyı gördüm ve hiç beklemeden seninle de paylaşmak istedim .Azıcıkta olsa gönlünün ruhunun ferahlamasına katkım olduysa ne mutlu bana ne mutlu sana ve ben inanıyorum ki böyle düşünen insanlar vardır eminim. (gizem)

 

Gizem ;
Kendini böyle güzel ifade eden ve bana yorumlarıyla destek olan birinin benim yazılarımı okuması ne güzel bir şey..
Teşekkürlerimle..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.