Şehr-i İstanbul'un Saç Bantlı Hâyâli Kadını..



Aynı anda, hem sevindiniz, hem utandınız, hem sinirlendiniz, hem duygusallaştınız, hem telaşlandınız, hem üzüldünüz mü..? Bu duyguların hepsine aynı anda sahip olamadıysanız ne kötü..! Ben, bugün, bu duyguların hepsini, sırayla değil de aynı anda yaşama mutluluğuna nail oldum..




...Eğer, yoğun iş temposunun arasında, saç bantlı, ruhu güzel bir kadın, çok uzaktan, hiç bilmediği bir yere gelmiş, size sürpriz yapmış, insanlara sora sora ve korka korka işyerinizi bulmuş, gözlerini gözlerinize dikmiş, çantasından tamı tamına otuzsekiz adet sarma, iki adet Ülker Çikolatalı Gofret, poşetin içinde bir miktar kuruyemiş çıkarmışsa, size sıcacık bir şekilde sarılmışsa, yaptığı sarmayı kendi elleriyle önünüze koymuşsa, karşısına geçip güzel güzel gülümsemiş ve çayını yudumlamışsa; siz de tam da o anda benim gibi aynı anda onlarca hisse sahip olursunuz..


Daha önce hiç böyle bir sürpriz yaşamadığınız için sevinir ve duygusallaşırsınız.. Ne yapacağınızı bilemediğiniz için utanırsınız.. Haber vermedi ve hazırlıksız yakaladı diye sinirlenirsiniz.. Böyle durumlara alışık olmayan iş arkadaşlarınıza ne gibi bir pembe yalan uyduracağınızı düşünüp, onların sizinle ne şekilde alay edeceğinin düşüncesiyle telaşlanırsınız.. Sürprizi yapan kişiyle, ortamın müsait olmaması sebebiyle yeterince ilgilenemediğinizi hissedip, üstüne üstlük bir de erkenden kalkmasına ses çıkaramayıp, "Dur.." diyemediğiniz ve saatler süren yoldan gelen insanla 10 dakika kadar sohbet ettikten sonra onu yine saatler sürecek bir yere yolcu ettiğiniz için üzülürsünüz..  




...Ama her halükârda mutluluk, sevinç ve duygusallık ağır basar onlarca hissin arasında..









Onlarca hissi aynı anda yaşatan, hâyâli yazılarımın kadını..
Saç bantlı, ruhu güzel hatun..
Pembe yalanımın kaynağı "Üniversite arkadaşım"..
Yanağımda rujunun, kalbimde sıcaklığının izini bırakan gül yüzlü hatun..
Hâyâllerim ve Şehr-i İstanbul, senin gibi birinin susuzluğunu çekiyordu.. Saç bandınla bağla ellerimi.. Al götür beni hâyâller ülkesine..


Bin yaşa sen..
Bin yaşa e mi..?












9 Yorum:

Ne sansli insansin sen.sarma getirenlerin cok olsun cocuk:) .keske daha fazla zaman ayirabilseymissin hayalindeki bu hamarat kadina.ama eminim sarmalar hatrina sana yapilan surprizin tadini cikarmissindir uzunca:)
Kelimelerle dans.(sarma yapacak kadar hamarat giris yapmaya usenecek kadar tembel blogcu)

 

işte gerçek sürpriz budur.... her duyguyu birden yaşatan ve o kadar yolu sadece dakikalar için gelip gidecek olmaya rağmen dert etmeden gelmek, sevindirmek bir insanı ve gitmek...

 
"Üniversite arkadaşı"

İnan sana doğru gelirken attığım her adımda, " Evet, Çocuk şu binada.." dediklerinde ve karşına geçip gözlerine baktığımda, mutluluğunu şaşkınlığını gördüğümde ben de bin bir çeşit duyguyu yaşadım. Şu yazdığın sözler karşısında ne diyeceğimi bilmiyorum.

Çocuk, sen de bin yaşa e mi?

 

Kelimelerin Dili ;
Yaşadıklarımın ve yaşatılanların tadını hep çıkarmışımdır ben; merak etme sen.. O konuda üstüme yoktur hatta.. Yanımda biri ağlarken, halay çekerim ben.. Benim paşa gönlüm keyifliyse, bir başkasından banane:)
Ameliyattan sonra pek bir tembel oldun.. Adınla bile girmiyorsun.. Altta açıklama yapmasan, benim meşhur "isimsiz" ile karıştıracaktım seni ve verip veriştirecektim.. Kurtardın:)

bir hayal kur ;
Sahiden öyle oldu.. Bir tuhaf oldum.. Genelde kontrol etmeyi seven biriyimdir.. Kontrolsüz bir iş olunca insan tuhaf ve çaresiz hissediyor kendini.. Kızgınlık da oldu bu yüzden ama mutluluk daha bir fazla..

Üniversite Arkadaşı ;
Vay arkadaş, bir hâyâl kuralım dedik, hâyâli birşeyler yazdık; hemen sahiplenilmiş ve üniversite arkadaşı olunmuş.. Pes doğrusu:)
"Kadıköy'de yürürken, bir kadın durduk yere gelip beni öptü" diye yazsam, gelip "güzel öptüm ama değil mi?" diye sahipleneceksin ha.. :)

 

sen de benim gibi karıştırıyorsun rumuzumu:) ama ben olduğumu anladığına göre sorun yok:)
sen de mi yahu? ! evde iki kardeş herhangi bir sohbet içinde "ama sen de ameliyat olduktan sonra şöyle oldun,böyle oldun" diye ekliyorlar. halamın bu konuya yorumu ise en az ameliyatımı bahane edenler kadar enteresan:) " sevindiler de ondan"

tadını çıkarabildiğin tüm duygular için benden sana aferin ! :)

 

aslında o seni öpmüştü de sen görmezden gelmiştim! ondandır yazmayışın ;)

 

Kelimelerle Dans ;
Ups.. Çok özür dilerim rumuz yanlışlığı için.. Benim için küçük ama insanlık için büyük bir hata..

Adsız ;
Biri beni öpecekte ben görmezden geleceğim öyle mi..? Olur şey değil..
Ki zaten Kadıköy'de biri beni öpse, dudaklarım böyle kurur ve uçuklu olur muydu..?

 

Oh.. Sarmalar, çikolatalar, kuruyemişler bakılıyorsun vesselam. Kelimelerin Dansı'nın dediği gibi şanslı Çocuk'sun şanslı.. Ama senin kadar, senin dünyana dahil olanlarda şanslı çünkü senin gibi düşünceli, zeki, çevik, aynı zamanda az buçuk ahlâklı birini bulmak zor şu dünya da.. Diyeceğim ve sen de "hicvet bana hicvet" diyeceksin bende al sana hiciv diyip sana uydurukçu, kandırıkçı lakaplarından sonra bir de pembe yalancı diyeceğim. Ne güzel bulmuşsun öyle üniversite arkadaşı yalanını :) Seni gidi yalancı seni :))

 

Hamiyet ;
"Az buçuk âhlâklı" diyorum ya kendime.. Pembe yalanlarım olmasa idi "âhlakı bütün" biri olurdum.. Bu pembe yalanlar sebebiyle az buçuk sıfatını kazandım zaten..
Ayrıca şans kelimesine pek inanan biri değilimdir.. Herşey bir sınavdır ve Rabb beni mutluluk sınavıyla test etti o gün..
Haa bir de kadınları etkileyen, harika bir yapım var.. Haliyle sarmalar, çikolatalı gofretler havada uçuşuyor bu sebeple.. Halk arasında "çirkin cazibesi" diyorlar bu duruma:)

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.