33 Dünya..

İçimdeki karamsarlığın, üzüntünün tarifi yok..

33 şehit.. Bir şehit için bile kıyamet kopması gerekirken, 33 can..

Üzgünüm, gece saat üçte, o şehitlerin ailelerini düşünüp hıçkıra hıçkıra ağlayacak kadar üzgünüm..

Kapısına Türk Bayrağı asan
Her insan kadar üzgünüm şuan..


Sen sabır ver Rabb'im.. Sen sabır ver..



Üç Aylar..

İki gözümün nuru, üç ayların başlangıcını da gördü bu gönül..

Sonuna kavuşabilecek miyiz, gerektiği şekilde ihya edebilecek miyiz bilmiyorum ama ramazanın kokusunu hissetmeye başladık nihayet...Kim bilir belki yeniden diriliş olur bu günler bizim için..

Bugüne kavuşturan Rabb'im, sonsuz hamd-ü senâ olsun varlığına.. Affet bizleri ve doğru yolda ilerlememize yardım et..




Minik Bir İğne Boyutu Kadar İnsanlık..

Biz, insani tüm değerlerden vazgeçip kendi derdimize daldık amma ülkemiz ve insanlık her geçen gün farklı bir felâketi yaşıyor.. Savaşlar, yangınlar, hastalıklar.. Hz.Musa'ya inanmayan Firavun'un başına gelen her şeyi yaşıyor gibiyiz..

Tüm bu felâketlere, evsiz ve ebeveynsiz uyuyan çocukların varlığına rağmen parmağıma batan iğnenin derdindeyim ben..

İnsanlığımın toplamı da o minik iğne kadar zaten..



Zavallı Erkekler..

Bir erkeği baştan çıkarmak niye bu kadar kolay..?

Çıplak bir kadın görünce, niye hiçbir kutsal değerimizi önemsemeyip o kadının emrinin altına giriyoruz..?

Yoksa bu hayatta, bizim tek kutsal bildiğimiz ve diğer her şeyi önemsiz saydığımız bir kadının teni mi..?

Gece saat 1'de, hiç beklemediğin birinden gelen çıplak bir video, o videoda senin isminin sayıklanması ve beyaz tenli zayıf bir kadının en mahrem yerleri; seni bu denli insanlıktan etmemeli..



Pişmanlıktan Başka Neyimiz Var..?

İnsanların hayatına pişmanlıktan başka ne veriyoruz..?

Dalgalı denizlerde birbirimize liman olmak varken; ne zaman yan yana gelsek, o yaptıklarımız için pişman oluyor, ben yapamadıklarımız için..





Peki Ben..?

Şu telefon bir kez işi düşenler, borç isteyenler, mutsuz olanlar tarafından aranmasın..

Mutlu, huzurlu, paralı olunca kimsenin aklına gelmez ve hiç umursanmazken, ihtiyaç sahibi olunca ilk akla ben geliyorum.. Geliyorlar, mutsuzluğunu bana bırakıyorlar, beni dert sahibi yapıyorlar, ardına bakmadan çıkıp gidiyorlar..

İnsanlar, maddi veya manevi çıkarları için benim yanıma geliyor, benimle sadece yalnızlığını paylaşıyorlar..

Şu hayatta, sahiden sevenim olmayacak mı benim..?

Huzursuz insanların, huzur odası olmak mı benim varoluş sebebim..?

Peki ben,
peki kalbim,
peki benim ihtiyaçlarım,
peki benim beklentilerim,
peki benim hâyâllerim..?

Ey insanlar, sizin kadar değil belki ama inanın ben de "insan"ım.. Ne olur artık görün bunu.. Zira her geçen gün eriyorum, eritiyorsunuz.. Çok geciktim bu hayata, artık yaşamak istiyorum..





Zevkler Listesi..

Haftasonları saat 9 - 9:30 gibi uyanıp, anacığımın yaptığı patates kızartması, yumurta, peynir, zeytin ve tomurcuklu çay eşliğinde kahvaltı yapıp televizyon seyrettikten birkaç saat sonra yeniden uyumanın zevki, en büyük zevk olduğu söylenen orgazm olup boşalma anındaki zevkten bile daha fazla zevk veriyor çoğu zaman..

Erken uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra tekrar uyumanın zevkini, "mutluluk verici zevkler listesi"nin ilk sıralarına koyalım lütfen..





Nerden Bileceksin..?

Yaralarım var benim; sen nerden bileceksin..!

Nerden bileceksin, çay bardağını her tuttuğumda aklıma gelen cümleyi..?

Bağlama çalamamayı, araba kullanamamayı nerden bileceksin..?

"Millet ne der..?" dedikten sonra seni insan yerine koymayan cümleler kuran bir kadının elini öpüp başına koymak istemek zorunda kalmanın hissini sen nerden bileceksin..?

Nerden bileceksin, her gittiğin yerde dikkatlerin üzerinde olma hissini..?

"Vah vah" sözlerinin yüzüne söylenmesini duymanın getirdiği hissi sen nerden bileceksin..?

Nerden bileceksin, arkadaşlarınla gittiğin bir yerde, yaşlı bir insanın, seni dilenci olarak görüp 5 lira vermek istemesinin hissini..?

Hoşlandığın her insan tarafından söylenen, "ben seni arkadaş olarak görüyorum" cümlesini duymaya alışık olmayı nerden bileceksin..?

Nerden bileceksin, kendini bildiğin tarihten beri "sen dur, yapamazsın" demelerinin özgüvenini ne hâle getirdiğini..?

Yaşıtlarının çocuklarını sevmenin hissini sen nerden bileceksin..?

Nerden bileceksin, için ağlarken, herkese mutluluk pozları dağıtmak zorunda kalmanın ne demek olduğunu..?

Herkesi mutlu etmek ve kendini sevdirmek için kişiliğini yok saymayı nerden bileceksin..?

Nerden bileceksin herkesin "sıradan ve basit" gördüğü şeylerin senin hâyâlin olduğunu..?

Neler olacağını bildiğin için birine "merhaba" demekten bile çekinmeye başlamayı nerden bileceksin..?

Bir güzel söze hasret kalmayı, günlerce eve kapanmayı, tüm okul hayatında ellerinin cebinden çıkmamasını, kısa kollu giysi giyinmeye bile çekinmeyi, kalabalıktan kaçınmayı, sana gülümseyen birini bulunca normal zamanlarda katlanamayacağın şeyleri yapsa bile ses çıkarmamayı, ulaşılması kolay hedeflerin bile senin için ulaşılmaz olmasını, kimseye içini dökememeyi sen nerden bileceksin..?

Bilemezsin.. Bilsen, duramazsın..






Yalnızlık Gideren Gözü Açık Maymun..

Yok yok o öyle değil.. Öyle sandığın gibi değil.. Bu kadar uzun zaman sonra iletişim kuruyor, sana karşılık veriyor, gülüyor, sohbet ediyorsam; senden bir şey olacağını düşündüğümden değil, senin gibi yalnızlığımı gideriyorum seninle..

Aylar önce vapura binip arkana bile bakmadan giderken, istediğin soğuk su şişesine benim tüm güzel duygularımı koyup da yoluna devam ettiğin gibi ben de yoluma devam ettim..

Şimdi sadece yalnızlığımı gideriyorum seninle.. Bir gece vakti, gönderdiğin o fotoğraflara iltifatlar yağdırıyor, sana olan hayranlığımı ifade ediyorsam, bil ki, sadece zaman geçiriyor ve boş anımı değerlendiriyorum seninle..

Nihayet senin gibi oldum işte.. Kadıköy vapur iskelesinde, arkana bakmadan giderken sen, maymun gibi gözümü açtım ben.. Oradaki simitçi şahittir buna..



31 Ocak..

Oysa 31 Ocak benim doğum günümdü..

Gelir dedim, gelmedi..
Arar dedim, aramadı..
Hatırlar dedim, hatırlamadı..

Benim ona değer vermediğim konusunda bol bol sitem etti..

Değer vermeyen benmişim meğer..
Geç cevap veriyormuşum..

Evet, geç cevap veriyordum; çünkü tüm sevdiklerim yanımda doğum günümü kutluyorlardı.. Sevdiğini söyleyenler ise hatırlamayıp bir de başka konuda sitem ediyordu..

Ehhh o zaman; ben kendi adıma kendimi hatırlayayım, iyi ki doğdum..