Yeniden başlamak…
…Ne kadar umutvari ve ayrıca ne kadar korkutucu bir söz
dizimi değil mi..?
Ben, kendimi bildiğim fi tarihinden beri, ne zaman yeni bir
işe girişsem, korkmuşumdur.. Bir işe başlamanın heyecanından çok, bir işe
başlamanın korkusu oluyor bende.. Buna sebep olarak ister özgüven eksikliği deyin,
ister normal kalıpların dışına çıkılması sebebiyle “yeni” olan her şeyin insan
psikolojisini olumsuz etkilemesi deyin, ister aklınıza gelen ilk şeyi
söyleyin..
Yeniden başlamak…
Daha önce bir şeye başlamışsın, olmamış, şimdi tekrar
başlamak istiyorsun.. Olacak mı..? Şüpheli.. Ama umut ediyorsun olacağına
dair.. Daha önce başladığın zaman, sütten ağzın yandığı için de şimdi
korkuyorsun.. Standart hayatını değiştirmek zorunda kaldığın ve kolları
sıvadığın için de korkuyorsun.. Bunlara rağmen “Hayata yeniden
başlamak gerek.. “ diyorsun..
…Esasında, ben, bu yeniden başladığım olaydan önce, yeniden
başlamak için bir başka olaya niyetlenmiştim.. Ehliyet alacak, Şehr-i İstanbul’un
trafiğine çıkıp, sıkışık trafikte sinirden kafayı yiyecek, sağımdan solumdan
geçen ve kurallara uymadan şoförlere küfürler edecek, muhtemelen kafamı-gözümü
yardıracak veya bir kaza sonucu tahtalı
köyde arsa alacaktım.. Hayatın bir
tarafından tutunayım diye, ehliyet almaya niyetlenmiştim ancak doktor
amcalar, benim araba kullanacak kadar sağlam olmadığıma kanaat getirdiler.. “Engellisin, bu halinle araba kullanamazsın”
dediler.. “İyi ama ben buraya gelmeden önce, kendimi
denemek için defalarca araba kullandım.. Şükür hiçbir sorunla karşılaşmadım..
Hem araba kullanmak demek, hayati tehlike arz eden bir durum.. Ne kendimi
öldürme niyetlisiyim ne de bir başkasının canını almaya kastım var.. Haliyle
araba kullanamayacak durumda olsam, buraya gelmezdim.. “ diyecek oldum,
doktor amcaları ikna edemedim.. Yıllarca okumuş, kitap yutmuş insanlar.. !
Elbetteki benim araba kullanamayacağımı benden iyi biliyorlardır.. !
Hayatın bir tarafından tutunmak için ehliyet alma
sevdasından vazgeçmek zorunda kalınca, ister-istemez moral çöküntüsü
yaşıyorsun.. Cesaretin kırılıyor.. Haliyle ‘Yeniden başlamak’ sözleri ve niyeti
de askıya alınıyor..
...Şimdi bir başka umut doğdu içime.. “Yeniden başlamak” söz
dizimi kulaklarımda çınlıyor, kalbimin daha hızlı atmasına sebep oluyor.. Lâkin
bu başladığım olaya, ben daha önce başlamıştım ve sonu hüsranla sonuçlanmıştı..
Hem de ne hüsran.. ! Hâlâ kendime gelemediğim, aklıma geldikçe hâlâ kafayı
yediğim, insanlardan soğuduğum, hayattan kopma noktasına geldiğim bir hüsran.. !
Benim gibi çaykolik birini bile çaydan nefret ettiren bir hüsran..! “Baksana sakat çocuk.. Çay bardağını bile iki eliyle ancak
tutabiliyor… ” cümleleri.. “Helal olsun,
çay bardağını, yardımsız tutabiliyor, kendi işini kendi yapabiliyor.. Ne kadar
azimli.. “ gibi yüreklendirici cümleler yerine, küçümseyen, bardağın boş
tarafını gören cümleler..
Ben, yeniden başlamak için niyetlendiğim olaya, daha önce
başlamıştım ama sonu benim için hüsranla bitmişti.. Cesaretim de kırılmıştı,
hayata bakış açım da.. Ama şimdi yeniden aynı olaya başlama niyeti sardı
ruhumu..
Hangi olaya niyetlenip başlasam, geçen otuziki senenin hâyâl
kırıklıkları sebebiyle, “Bu son.. Bu da olmazsa,
dünyadan elimi-ayağımı çekip, ot yaşamıma dönecek ve Rabb’in emaneti alacağı
günü bekleyeceğim.. “ diyorum.. Her başladığım olay, “çay bardağını iki eliyle tutabiliyor” gibi küçümseyici
ve cesaret kırıcı cümlelerle sonlanıyor.. Uzun süre aldığım kararı uyguluyor ve
hayattan bağımı koparıyorum.. Ama sonra Rabb, kalbe umut koyuyor.. “Bu son..! “ diye aldığım kararı unutturuyor, yeniden
başlamak için “Bismillah..” deyiveriyorum..
Umut, elle tutulan bir şey değil ama insanı hayatta tutan
bir şey.. Biten her umudun ardından yeni bir umut başlamasaydı, insan, kendi
varlığına son vermek için bir an bile düşünmezdi.. Biten her umudun ardından,
yeni bir umudun kalbimize yerleşmesi bile, Allah’ın varlığının ve mucizelerinin
delillerinden biri, “Yaratan” Allah’ın, yaratma sıfatının hali hazırda devam
ettiğinin göstergesidir..
Şimdi ben, “Bu son… “ diyerek, yeniden başlıyorum.. Sonu ne
olacak, Allah bilir..