Nedense hiç çalışasım yoktu bugün.. Elime evrakları aldım, ayakçılık mesleğini icra etmek için Kadıköy'e doğru yola koyuldum..
Evrakları teslim ettikten sonra Kadıköy'de gezinmek için niyetlenmiştim ama neden bilmem birden Üsküdar'a gidesim geldi.. Trene bindim, Üsküdar'da indim..
Üsküdar meydanı epeyce değişti artık.. Deniz kenarındaki alan, insanların vakit geçirmesi için genişletilmiş.. Yeşillendirme pek yapılmamış ancak hiç değilse denizi seyretmek için banklar kurulmuş.. Ben de o banklardan birine oturdum.. Önce telefonu elime aldım, bakındım ama böyle bir manzarayı bir daha bulamayacağımı düşünerek telefonu cebime koyup, eşsiz manzarayı seyre koyuldum..
Beş veya on dakika, denizi ve önümden geçen insanları seyrettikten sonra yaşlı bir amca, selam vererek yanımdaki boşluğa oturdu.. Klasik "nerelisin, evli misin-bekâr mısın, ne iş yapıyorsun" sorularından sonra kendini anlatmaya başladı..
İnsanlar ne hayatlar yaşıyor be canlar..! Ne büyük sıkıntılar, ne büyük hastalıklar, ne büyük yalnızlıklar..! İnanın, öyle büyük dertler var ki bazılarında, biz bu dünyada kraliyet hayatı sürüyormuşuz meğer.. O yaşa gelmeden, büyük kayıplar, hastalıklar, çaresizlikler ve o yaşta yalnız yaşamak zorunda kalınan bir ev.. Varlık içinde yokluk çekmek, kalabalık içinde yalnız yaşamak zorunda kalmak.. Daha neler neler..
O kadar şey anlattıktan sonra ellerime bakıp "Böylesin diye dertleniyorsundur sen yeğenim amma beni gör de derdinle mutlu ol.. Ah keşke ben de deli olsaydım da yaşadıklarımı yaşadığımı hiç anlamasaydım" dedi.. Sonra kalktı, elimi sıktı, selam verdi, evine doğru yola koyuldu..
Ben, kendi derdime yanarken, meğer hiçbir derdimin olmadığını anlayıp, hiç değilse bugün, Yusuf amcanın derdiyle dertlendim.. Sen yardım et Allah'ım..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.