Maziye Takılmak..

Sanırım en büyük hatayı, maziye takılıp kalmakla yapıyoruz.. Bu sebeple günü yaşayamıyor, bu sebeple geleceğe adım atamıyoruz..



Hayatın Gerçeği..

Mutluyken, gülüp eğleniyorken, espriler yapıyorken, para harcıyorken etrafında insan çok oluyor..

Hele bir dertlerini anlat, depresif ol, asık suratla cümle kur da gör; kimse kalmıyor etrafında.. Onlarca kez sırtında taşıdığın insanlar bile kayboluyor bir anda..

Eee hayat kısa.. Kimse kimsenin mutsuzluğunu veya kahrını çekemiyor artık.. Pozitif olduğun ölçüde varsın insanların hayatında..


Değişimin İçindeki Değişmeyenler..

Giyiniş değişti, saç stili değişti, konuşmalar değişti, hayata bakış değişti,düşünceler değişti, cümleler değişti, korkular değişti, insanlar değişti..

Hemen her şey değişti de bir tek içimdeki sonsuz hüzün ve eksiklik hissi hiç değişmedi.. 


Öyle Bakma Bana..

Yumuşacık tenin vardı, bütün sert ve odunsu yanlarımı törpüleyen.. Dediğim dedik bir adamdım, teninin yumuşaklığı ile ılımlı biri oldum..

Öyle bakma bana, gözlerinin şefkatinde, teninin yumuşaklığında erir, yok olurum.. 


Üșüme..

Evde biri varken üşümeyen ben, evde kimse yokken üşüyor ve battaniye altına giriyorum.. Niye acaba..? Yalnızlık insanı üşütür mü ki..?


Huzur Ver Allah'ım..

"... Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." Rad 28.Ayet meali.. 


Güzel Bir Günde Haddi Hatırlatılan Sakat İnsan..

9 Kasım..

Yeğenimin isteme/sözlenme merasimi vardı.. Allah'ın emri anıldı, "hayırlı olsun" dendi.. Yüzükler takıldı.. Kurdeleyi kesme görevi, müstakbel gelinin dayısı olarak bana verildi..

Bir denedim, iki denedim, üç denedim ama kesemedim.. Sonra vazgeçtim ve birinin kesmesini rica ettim.. 

O dakikadan itibaren "mutlu gün" benim için sakat olduğum hakikatini hatırlatan güne dönüştü.. Öyle ya, ben ince  kurdeleyi bile kesmekten aciz, sakat bir insandım.. Neden sakat, zavallı ve herkesin acıdığı biri olduğumu unuttum ki..! 

Bazen sakat olduğumu unutup kendimi normal insan gibi görmeye başlayınca, hayat anında darbesini vurup gerçekleri hatırlatıyor bana.. Bu akşam da öyle bir akşamdı işte.. 



Tamın Eksikliği..

Ne çok eksiklik hissi yaşıyorum,

her şeyim tamken..




Amann.. Ne Değişecek Ki..?

Son dönemde hemen her şeye "amannn ne değişecek ki..?" gözüyle bakıyorum.. Öyle bir boşvermișlik hakim..

- Şuraya gidelim.. 

+ Amann.. Gitsek ne olacak ki..? 

- Şunu yiyelim.. 

+ Amann.. Yesek ne değişecek ki..? 

- Şunu alalım.. 

+ Amann.. Alsak ne değişecek ki..?

Hayatın olumsuzluğunu kabulleniş ve kendimi yeniliğe kapatma evresindeyim galiba.. 


Âșk Bakışı..

Bugün işyerinde bir arkadaş aile fotoğraflarını gösteriyordu.. Çocuklarının, eşinin, anne babasının, kardeşlerinin fotoğrafları.. Yaklaşık 15-20 fotoğraftı..

Bir fotoğrafta, arkadaş bir düğünde oynarken, eşinin ona bakışı çekilmişti.. Özellikle poz verilmemiş, doğal bir fotoğraftı.. 

Fotoğrafla ilgili şeyleri öyle çok betimleyip, duygusal cümleler kuracak değilim ama inanın bana bu öyle bir fotoğraftı ki, karısı öyle aşk dolu bakmıştı ki, tüm hayatım boyunca o bakışın çeyreği kadar dahi sevgiyle bakanım olmadı.. Kıskançlık yapmıyorum, hatta inanın bana, onların adına çok mutlu bile oldum... Ancak o bakışı bir görseydiniz, kadının aşkının fotoğrafa nasıl yansıdığını anlayabilirdiniz.. "5 saniyelik bile olsa, öyle bir bakış için bu dünyanın kahrı çekilir" diyeyim, varın gerisini siz anlayın.. 

Ömrüm, birkaç saniyelik bile olsa böyle sevgi dolu bir bakışı aramakla geçti.. Ben ömrüm boyunca o bakışı bulamadım vallahi.. Bulabilene bu hayat bayram olsun..