Yıllar yıllar evveldi.. Daha yeni yetme bir veletken gelmek zorunda kalmıştım Şehr-i İstanbul'a.. Filmlerde izlediğimiz gibi bu şehre gelip, deniz kenarında kollarımı açıp "Seni yeneceğim İstanbul" diye bağırmadım.. Çünkü bu şehirde yaşamayı hiç istemiyordum.. İstanbul'u yenmek ne haddime, yenilmeyeyim başka bir isteğim yoktu..
Geldikten birkaç hafta sonraydı.. Bir tren vagonunda, hiç kimse yokken, bağıra bağıra ve gözyaşlarımın üstüme düşmesine engel olamadan Zeki Müren'in ses tonuyla söylemiştim o türküyü.. Günler boyu süren güçsüzlüğüm, yabancılığım, garipliğim, çaresizliğim ve yalnızlığım, 'gözyaşı' adı altında akmıştı gözlerimden..
Aradan yıllar geçti.. Zoraki geldiğim, sevmediğim Şehr-i İstanbul'u sevmeye, benimsemeye, ona aidiyet hissetmeye başladım.. Unuttum mazide bana yaşattığı o yalnızlık hissini; her bir durumuna sevdalanmaya başladım..
... Ve yıllar sonra bugün, yine bir tren vagonunda, yıllar önce gözyaşı dökerek söylediğim o türküyü bir başkası söyledi bana.. Duyduğumda, yıllar önce kalbimde hissettiğim o sızıyı hissettim yine..
Sizi hiç mutluluğuma ortak edemiyorum belki ama gelin yıllardır kalbimi sızlatan o türküyü dinleyerek sızıma ortak olun benim..
Gurbette ömrüm geçecek
Bir dаrаcık yerim de yok
Oturup derdim dökecek
Bir vefаlı yаrim de yok
Amаn аmаn аmаn аmаn
Bir vefаlı yаrim de yok
Gönlüm bir güzele düştü
Sаrf edecek mаlım dа yok
Özendim derviş olmаyа
Hırkа ile şаlım dа yok
Amаn аmаn аmаn аmаn
Hırkа ile şаlım dа yok...
Dünyа derler o dа fаni
Veren аlır tаtlı cаnı
Hаstа düştüm ilаç hаni
Bir yudum su verenim yok
Amаn аmаn аmаn аmаn
Bir yudum su verenim yok
...........................................
Eda Baba'dan dinleyin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.