Derler ki, "İnsanın bilinçli bir varlık olmasının bir önemi yok.. Yaratılışı gereği bir şeyler öğrenmek, üremek ve kendinden sonraki nesillere güçlü duygular bırakmak üzerine kodlanmıştır.. Bazıları bilerek, bazıları bilmeden bu evrime hizmet eder."
Eğer sahiden bu doğru ise, yani varolmamızın tek sebebi üremekse, cidden bunu bir kez daha düşünün derim..
Sömestr tatili olunca, Beren hanım memleketten geldi...Kendisi artık altı buçuk yaşında koca bir kız.. Çok yaramaz da sayılmaz.. Elinde telefon, sürekli oyun oynuyor.. Bazen de bizimle oynamak, azmak-kudurmak istiyor.. Öyle fazla işkencesi de yok ama cidden uğraşılmıyor ya.. Alıştık bir kez rahata, bir çocukla oynamak, onu eğlendirmek cidden işkence.. Hele hele "hayır veya yok" denilince bağırıp çağırması, evde terör estirmesi var ki, aman Allah'ım, insan dayanamıyor.. Evet seviliyor, evet güzel zaman geçiriliyor ama genel olarak sürekli ilgilenmek ve hemen her konuda ödün vermek gerekiyor..
...Yani eğer gerçekten yaratılış sürecinde, bize kodlanan tek şey üremek ise, bunu bir kez daha düşünün derim.. Bir çocukla sıkılmadan, eğlenerek ve ona o sevgiyi hissettirerek zaman geçirebiliyorsanız, DNA kodlarınıza işlenmiş üreme eylemini en kısa sürede gerçekleştirin.. Yok eğer benim gibi tembel, bencil, sorumluluktan kaçan biriyseniz, hâyâle dalıp da uçkurunuzu çözmeyin.. Cidden zor bir durum, büyük bir sorumluluk..
Hani bazen içimi sonsuz baba olma isteği kaplıyor ya, meğer benim baba olma isteğim, uzaktan birkaç dakika sevmekle ilgili imiş.. Sorumluluk artınca, keyfim bozulunca, hiç öyle baba olma isteği kalmıyor bende.. Çocukları çok sevip, onları hayatının odağı haline getirebilen, her konuda birinci önceliğini çocuklardan yana kullanabilen bir erkek veya kadın bulursanız, cidden kaçırmayın onu.. Aksi takdirde evlilik de anne/baba olmak da işkenceye dönüşüyor..
0 Yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.