Korkudan Tuvalete Telefonla Girmek..

Ömer Lütfi Mete, o eşsiz Gülce şiirinde, 

"

...

Ateşten

Kalleşten

Mızrakla gürzden

Dabbetülarz'dan

Deccal’dan, yedi düvelden

Korku nedir bilmeyen ben

Tir tir titriyorum Gülce’den 

...

diyor ya hani, rahmetli o kadar hislerime tercüman olmuş ki..


Bir hanımefendi ile yazışıyorum uzun zamandır.. 'Ağır abi' gibi görünerek başladım iletişime.. Arada sırada 'höyt' dediğim bile oluyordu.. Sonra aradan günler/haftalar/aylar geçti.. Nasıl olduysa oldu, hanımefendi beni öyle bir denetimine aldı ki, en son "mesaj yazar veya telefon açar da hemen cevap vermezsem fırça atar bana" korkusuyla, tuvalete bile elimde telefon ile girerken buldum kendimi..

Ne ara bu kadar kılıbık oldum, ne ara bu kadar korkar oldum bilmiyorum.. Bir kez daha anladım ki, kadın cinsinin kudreti yanında erkek cinsi çok aciz.. Anladığım kadarıyla biz erkekler, Kadınlar Süper Satranç Ligi'nde, birer piyonuz sadece..




..

Araba..

Araba..

Araba..

Lan gözüm açık geberip gideceğim "araba" diye diye..



Mutluluk Katili..

 "Mutluluk paylaştıkça çoğalır." derler ya hani, aman haa, aman.. ! Sakın bu cümleye inanıp, sağda solda mutlu olduğunuzu belli etmeyin; mutlu olma sebebinizi anlatmayın.. 

Bu ülke, hiçbir güzelliğe katlanamayan, mutluluk katili insanların bolca yaşadığı bir ülke ne yazık ki.. Her olayda, bu gerçeği bilerek hareket edin..



Plân Katili..

Yıllık izne çıktım..

Ne büyük bir şey yaptım değil mi..? Değil..

 Evde oturuyorum.. Yine onlarca plân kurdum.. Biliyorum, yine hiçbir plâna uymayacağım.. 

Üniversite işini de pek yapacak gibi değilim.. Hiç benlik konular değil.. Zerre anlamıyorum.. Boşuna yazıldım bu bölüme.. Muhtemelen ikinci dönemi göremem ben..

Demem o ki, benim dediğim hiçbir söze inanmayın siz.. Düşündüğüm ve yapmak istediğim ne varsa yapamıyorum.. 


Ruhum Bedenime Uymuyor..

 Başkaları pişman olmasın, başkaları üzülmesin, başkaları kırılmasın diye,

bir ömrü tükettik ruhsuz bir beden içinde..


Yaşamadan Ölmek..

Kırk yaşının bitmesine sayılı haftalar kaldı ama ben hâlâ hayata başlayamamış biri gibi hissediyorum kendimi.. Oysa ölüm çok yakın.. Daha hiç yaşamadan ölme hissi çok garip ve doğrusu biraz korkutucu geliyor.. 

 


İhtiyaç..

Kötü geçeceğini umarken güzel geçen bir seminer oldu.. Denize girdik, tekne turu yaptık, gezdik, eğlendik, yedik, içtik, bikinili hatunlara bıyık büktük.. Ve bu son gece Marmaris'te.. Gelmek istemediğim, gelince pişman olacağını düşündüğüm yerden gitmek istemiyorum sanırım.. Bir şeye/kişiye/yere alışınca, yeni bir şeyler yapmaktan korkuyor insan..

Haa bu arada.. Bir kez daha anladım ki, benim sana ihtiyacım var.. Su kadar hayati değilsin belki ama ruha ve bedene iyi gelen bir yemek gibisin..