Mutluluk Gözyaşları..

 Gece saat dörttü.. Telefonum, sessiz ve karanlık odamın ahengini bozarcasına, ışık yayıyor ve ses çıkarıyordu..

Birden ve korkuyla uyandım, ağzımdan akan salyayı silerek.. Korktum çünkü o saatte çalan telefon ölümün habercisiydi.. 

Telefonu elime aldığımda, işyerinden bir arkadaşın ismini görünce, ilk aklıma gelen bir tren kazası olduğuydu.. Uykulu ve tedirgin bir ses tonuyla "Efendim" dedim.. Karşımdaki ses, "Abi bu saatte rahatsız ettim ama sen haber vermemi istemiştin. Ben baba oldum" dedi.. Tedirginlik yerini güzel hislere bıraktı..

Kalktım, hastaneye gittim.. Beni görünce sarıldı.. Yüzü beyaz, gergin ama mutluydu.. "Abi fotoğrafını çektim, sana Elif'imin fotoğrafını göstereyim mi?" dedi.. Telefonunu çıkardı, bana gösterdi, sonra kendi baktı, tekrar sarıldı ve ağlamaya başladı..

O cüsseli, babayiğit adam, hüngür hüngür ağladı.. Daha önce hiç yaşamamıştım, kendimde değil ama bir başkasında mutluluk gözyaşlarına tanık oldum..



Dünya Okyanusu..

Dünya, ne zamana kadar böyle üç numara  büyük olacak bana..?

Zira bazı zamanlar, dünyanın daha da büyük geldiğini hissediyorum.. Yüzme bilmeden okyanusa dalmış gibiyim; boğuluyorum.. 

Şu tükürdüğümün gece saati sıfırbir sıfıraltıda, herkes yatakta iken ben okyanusta ne arıyorum..! 



Psikiyatrist Ayna..

Son dönemde aynalara bakmak hiç içimden gelmiyor.. İster istemez baktığımda ise suratımda alaylı, acımsar ve tiksinen bir ifade beliriyor.. Kendime olan sonsuz sevgim, nefrete dönüşecek diye korkuyorum..

Sanırım ben artık kendime yetemiyorum.. Psikolojik destek almam şart oldu.. 

Hadi bir cesaret..

 


Burç ve Yüz Okuma Uzmanı..

 - Burçlarla ilgileniyorum. Ayrıca yüz okuma konusunda uzmanım.


- Yüz okuma nedir..? Nasıl yani..?


- Senin çok iyi tanıdığın, benim hiç tanımadığım birinin fotoğrafını gönder, yüzünü okuyayım.


- Aaa.. İlginç.. Kova burcuyum.. Buyur, kendi fotoğraflarım..


- Çok derli toplu biri değilsin ama temizsin.

Hep düşünen bir kafan var.

Uyandığın ân, uyumadan önce düşündüğün şeyle uyandığın çok olur.

Kapalı alanlara gelemezsin.

Sinir zorlayan mücadeleci... İnat... Ama kırılgan bir kişisin.

Hainliğin kalleşliğin asla olmaz.

Sevdiklerin kıymetlilerindir.

Ailene düşkünsün.

İçinde bir çocuk var.

Saatlik değişken, bazen mahsun, çokça mantıklısın.


(Aradan epeyce zaman geçer)

- Tekrar baktım resmine.

İnatsın,

Fazla duygusal,

Biraz içli 

Bazen de sitemkâr

Ama inatsın.

Bunları sezdim, gördüm.

Yüzde kaç bildim, cevap alayım?




Bakış..

Keşke öyle bakmasaydın bana..

Zor geliyor bu bakışlara muhattap olmak..

Yoruyor... Üzüyor.. Güven kırıyor..

Öyle bakmasaydın keşke..

 


Daldan Dala..

Biraz daldan dala atlayıp duygulara yer vermeden hayatımda olup-bitenleri yazayım istiyorum..


+ Şükür kavuşturana, dünya durdukça başımdan eksik olmayasıca annem, bugün itibariyle eve geldi..

+ Annemle birlikte ablam ve yeğenim de geldi..

+ Nasip olursa yakında abim de gelecek..

+ Yine nasip olursa yaklaşık 10 gün içerisinde ablamı istemeye gelecekler ve sonrasında şubat ayı gibi yemekli bir organizasyonla nikâh kıyılacak..

+ Aylardır sessizliğe alıştım diye, bugün ev curcuna olduğu için başım patlama noktasında.. Sanırım bir hafta içinde anca alışırım..

+ Bunun haricinde pek bir şey yok gibi.. İş ve ev arası bir hayat..

+ Birkaç kere gezmeye çıktım.. Kadıköy, Üsküdar, Beylikdüzü, Bakırköy turu attım..

+ Bir defasında gezmek için çıktım, trene bindim, bir durak gittim, moralim bozuldu, trenden indim, yürüyerek eve geldim..

+ İki aydır 'tüm maaşımı kredi kartına veriyorum' dersem abartmış olmam.. Gereksiz alışveriş ve hemen her gün dışarıdan sipariş ettiğim yemek ücretleri... 

+ Bugün bir kez daha belli oldu ki, çok kilo almışım.. Hemen herkes "ohaa" dedi.. Annem giderken 88 kiloyu geçiyordum, şuan 92 kilonun üzerindeyim.. Sonum hiç iyi değil ama hadi hayırlısı bakalım..

+ Birikmiş üç-beş kuruş param vardı.. Borsaya girdim, borsa battı, para uçtu.. Hakettim mi..? Hakettim elbet.. Borsa benim neyime..!

+ Dün Bakırköy'deydim.. Lcw'den 6 adet XXL beden baksır aldım... Sabah birini giyindim.. Hem bacaklardan hem belden gayet iyi oldu.. O çok aradığım ve benim için büyük sorun olan baksır bulma derdini çözmüş olabilirim.. Tabii yıkandıktan sonra ne olacak onu bilemiyorum.. Umarım böyle kalır..

+ Hayatımda pek de bir şey yok işte.. Televizyon karşısında bir hayat geçirmeye devam ediyorum.. Çok şükür nefes alıyorum, şimdilik sağlığım yerinde, kimseye muhtaç olmadan yaşıyorum.. Daha ne olsun..



İnsan Doyumsuzdur; Hep Kendinde Olmayanı İster..

Sabah kahvaltısında, dünden kalan tantuniyi yedim; sen tutmuş, yalnız yaşamanın güzelliğinden bahsediyorsun..


Donsal Sorunlar..

Lütfen ya.. Lütfen..

Rica ediyorum.. 

Bir miktar vicdanı olan kim varsa o kişilere sesleniyorum.. :

Bana baksır alın..!

Şu birkaç ay içinde, yaklaşık onbeş milyon adet baksır aldım, hiçbirinden fayda görmedim.. O kadar para verdiğime mi yanayım, rahat edemediğime mi yanayım, böyle basit gibi görünen ama cidden çok can sıkan durumu yaşıyor olmama mı yanayım, bilemiyorum..

Malûm, vücudumun herbir yeri yamuk-yumuk.. Haliyle 'standart kalıp' denilen şey bana kesinlikle uymuyor.. Normalde XL giyiniyorum.. Ancak bacaklarım/baldırlarım kalın olduğundan XL beden baksır bacaklarımı sıkıyor, baksır katlanıyor, fena halde rahatsız ediyor.. Bacaklarım rahat etsin diye 2XL beden alıyorum, bu defa da belden geniş geliyor.. Sahiden çok sinir bozucu bir durum ya.. İnsan sürekli donu yüzünden rahatsızlık yaşar mı..? Yaşıyor işte..

Hem bacaklardan hem belden tam olacak baskır bulabilsem var ya, samanlıkta iğne bulmuş gibi sevinecek ve o baksırdan bir oda dolusu alacağım.. Ama yok işte.. Bu-la-mı-yo-rum..!



Uykusuz Gecelerin Zihin Ölümü..

Uykusuzluktan geberiyorum.. 

Hâlsizim, yorgunum, vücudum güçsüz düştü.. Bedensel yorgunluğum, ruhumu da etkiliyor artık.. Zihnim her geçen gün biraz daha kapanıyor.. Belki de tam tersi olarak, zihinsel yorgunluğum, bedensel yorgunluğa sebep oluyordur.. Tam bilmiyorum..

Her gün işe gidiyor, işyerinde iken tüm gün eve gidip uyuma plânı yapıyorum.. Gel gör ki eve girince bir türlü yatağa giremiyorum.. Gecenin geç vakitlerine kadar oturuyor, anca gözlerim tamamen kapanınca yatağa geçiyor, en fazla 5 saat uyuyabiliyorum.. 

Sabah, beynimin içinde çalan çalar saati, 10 dakika arayla 4 veya 5 kez erteliyor, sonrasında anca uyanabiliyorum.. Sonra gün, dün olduğu gibi aynı şekilde devam ediyor, ben aynı yatağa hasret günü geçiriyor, eve gelince yine yatağa giremiyorum..

...Yani yorgunum.. Uykusuzluktan geberiyorum.. Zihnimin üzerine katarakt inmiş gibi, hem fiziksel hem de ruhen, her şeyi bulanık görüyorum.. 

Erkenden uyuyup güzel bir sabaha uyanmaya hasret kaldım.. Peki niye böyle oldu..? Bana n'oldu..?



Rahatlık Önemli..

Memlekette iken, yataktan kalkıp biraz o kıyafetlerle oturduğumda, annem veya babam "Biri gelir, ayıptır, kalk kıyafetini giyin" derdi.. Ben de kalkıp pantolon, kazak/gömlek gibi şeyler giyer, uyuyana kadar evde o rahatsız kıyafetlerle otururdum..

Şimdi öyle mi..? İşten gelir gelmez üstümü değişir, en rahat kıyafet neyse onu giyerim.. Hatta ilginçtir, yeni ve dar pijamalarla/eşofmanlarla asla rahat edemiyorum.. Giyindiklerim eski, yırtık-pırtık ve oramı-buramı kapatacak kadar geniş olmalı illaki.. Yoksa bir türlü rahat edemiyor, istediğim kıvraklıkta olamıyorum..

Evet, biliyorum, tuhaf bir durum ama ne yapalım, ben de böyle bir manyağım işte..