Gece saat dörttü.. Telefonum, sessiz ve karanlık odamın ahengini bozarcasına, ışık yayıyor ve ses çıkarıyordu..
Birden ve korkuyla uyandım, ağzımdan akan salyayı silerek.. Korktum çünkü o saatte çalan telefon ölümün habercisiydi..
Telefonu elime aldığımda, işyerinden bir arkadaşın ismini görünce, ilk aklıma gelen bir tren kazası olduğuydu.. Uykulu ve tedirgin bir ses tonuyla "Efendim" dedim.. Karşımdaki ses, "Abi bu saatte rahatsız ettim ama sen haber vermemi istemiştin. Ben baba oldum" dedi.. Tedirginlik yerini güzel hislere bıraktı..
Kalktım, hastaneye gittim.. Beni görünce sarıldı.. Yüzü beyaz, gergin ama mutluydu.. "Abi fotoğrafını çektim, sana Elif'imin fotoğrafını göstereyim mi?" dedi.. Telefonunu çıkardı, bana gösterdi, sonra kendi baktı, tekrar sarıldı ve ağlamaya başladı..
O cüsseli, babayiğit adam, hüngür hüngür ağladı.. Daha önce hiç yaşamamıştım, kendimde değil ama bir başkasında mutluluk gözyaşlarına tanık oldum..