Çocuk Girmeli Yuvaya..

Evde bir çocuğun olması ne kadar güzel ama ayrıca ne kadar yorucu bir durum ya.. Benim gibi tembel ve rahatına düşkün biri için işkence olduğu kadar aynı zamanda sempatikliği, yeni yeni yürümesi, konuşması, olaylara tepkileri, seni öpsün diye şaklabanlıklar yapman da bir o kadar güzel.. Hayatını biri için değiştirmenin, bir küçük beden için rahatını bozmanın çok farklı bir hazzı var.. Yaşamını bir şeye adamanın güzelliği...

Dokuz yeğenim var ama bu en küçüğü, en olgun çağıma denk geldiğinden olsa gerek, bana çok farklı duygular yaşattırıyor..

Rabb'im, o çok istediğim baba olma duygusunu yaşatmadı ama yeğenlerden yana hep yüzümü güldürdü.. Allah herkesin yavrusunu kendine bağışlasın, sağlıklı, huzurlu, imanlı, devletine-milletine bağlı fertler olarak yetiştirsin.. Ve tabii çocuk isteyenlere de Rabb'im en kısa zamanda hayırlı evlatlar nasip etsin..

Kayboldum ve Bulunmaya İhtiyacım Var..

Hiçbir şeye, hiçbir yere ve hiç kimseye sığamıyorum.. 

Kendimi kaybettim bir kere, bulamıyorum..





Güzel Olan Ne Kaldı Ki..?

Affet reis; iyilik ve güzellik adına ne söylediysek yanlış çıktı.. 

Dünyada ve daha fazla olarak çok sevdiğimiz ülkemizde, o kadar çok haksızlık, yalan, dedikodu, torpil, rüşvet, taciz, tecavüz, cinayet, sevgisizlik, merhametsizlik, tahammülsüzlük ve vicdansızlık var ki;  ne insanlara sevgin kalıyor hümanist olabiliyorsun, ne milletini benimsiyor milliyetçi durabiliyorsun ne de yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevip mümin kalabiliyorsun..

En vicdanlı olan kişi tecavüzcü, en sevgi dolu olan kişi katil, en mümin olan kişi paraya tapan putperest oldu.. Kimisi "emek" deyip çalışanı eziyor, kimisi "vatan" deyip vatanını satıyor.. Kimisi şiir yazıp kan kusuyor, kimisi film çekip merhametsizliğe özendiriliyor.. Daha ne diyeyim reis; bu ülkede birkaç aylık bebeklere tecavüz ediliyor, koca koca insanlar geçmiş karşıma adaletten bahsediyor..!



Mutlu İken Mutsuz Olanlardanım Ben..

Yıllar içinde defalarca yazmıştım; yine yazayım.. Eğer geberip gitmez de yazmaya devam edersem, muhtemelen daha çok yazacağım..

Mutluluk denilen şey, beni mutsuz ediyor.. Herkes mi aynı bilmiyorum ama mutlu olunca, korkuyorum, huzursuz oluyorum, tedirgin oluyor, dolayısıyla bir türlü rahat olamıyorum..

Bünye alışık olmadığından ve her mutluluk hissinden sonra büyük hüzünlere gark olduğumdan olsa gerek; mutluluktan korkan, mutluyken mutsuz olanlardanım ben.. Bazen mutlu iken, kendi elimle o mutluluğu bozmuşluğum ve en rahat ettiğim yer olan hüzün denizine kendimi atmışlığım da bu yüzdendir zaten..

Demem o ki; mutluluk korkutuyor beni..



Defol Git Artık..

-- Küçükçekmece sahile gittim bugün..

# Gitmeseydin..

-- Seni düşündüm tüm gün..

## Düşünmeseydin..

-- Yemek yedim, sonra sahilde gezindim epeyce..

## Umrumda mı..?

-- Kendi kendime türkü mırıldandım.. Hüzün bulutları tepeme yığıldı, ağırlık yaptı; taşıyamadım..

## Banane..!

-- Biliyor musun, bir türlü yeni bir hayata başlayamıyorum.. Tam adım atıyorum, kabuklarımı kırıyorum, olur olmaz yerde aklıma geliyorsun, attığım tüm olumlu  adımlardan vazgeçiyor, yeniden duvarların arkasına saklanıyorum..

## Zerre umrumda değil..

-- Sensiz yapamıyorum.. Seni bir türlü unutamıyorum..

## Unutmak istediğim tek kişi sensin bu hayatta.. Defol git artık..

Olmuyor..

Olmuyor be.. Sahiden ne istesem olmuyor.. !

Bu saatten sonra boş yere bağırıp çağırmanın, ağlayıp zırlamanın da gereği yok.. Dünyadan elini eteğini çekip, mümkün olduğunca az hâyâl kurarak, geberip gitmeyi beklemek; en doğru adım olacak gibi görünüyor..