Kalbim kadar temiz olan bu e-günlük sayfasında, yaklaşık 15879 kere yazdığım cümleyi tekrar yazmak istiyorum.. : Ben, bu hatun cinsini anlayamıyorum..
Son zamanlarda, tanıdıklarımın çoğu, benim ot gelip ot gittiğimi ifade etmeye başladılar.. Evde durdukça, manyaklık oranım artıyor, herkesten zaten yüksek seviyede olan ayılık seviyem iki misline çıkıyormuş.. Gün içindeki tek ince düşünceli hareketim, tuvaletin sifonunu çekmekmiş..
Siz sevgili okurlar, benim aslında ne kadar ince düşünceli olduğumu biliyorsunuz.. Maalesef bunu ailem öğrenemedi bir türlü.. Gerçi ben, ince düşünceli, hassas, saygılı, nazik biri olduğumu evde özellikle belli etmiyorum.. Dışarıda kuzu, evde kurt politikasını izleyerek, korku ile ev halkına istediğimi yaptırmaya çalışıyorum.. Bir erkek düşünsenize; evde, herkesin içinde burnunu karıştırmıyor, elbiselerini sağa-sola atmıyor, herkese bağırıp-çağırmıyor, herkese nazik davranıyor, demokrasiyi ev içinde uyguluyor : Böyle bir erkeğin sözünü kim dinler Allah âşkına..? Ben, sözüm dinlensin ve evimizin bekâsını devam etsin diye, özellikle kaba/saba bir herif oluyorum evde.. Yoksa sahiden ince düşünceliyimdir..
Bana inanmayanlar, ne kadar ince düşünceli olduğumu, üniversitedeki sevgilime sorabilirler.. Ben, yıllar evvel, biz öğrenci milletinin beş parasız dolaştığı zamanlarda, kız arkadaşıma hediye alacak kadar ince düşünceli biri idim.. Gerçi aldığım hediyeden sonraki üç gün içinde kız benden ayrıldı ama ayrılma sebebinin benim hediyem olmadığını düşünüyorum..
Sıcak bir Ayvalık günü idi.. Okuldan çıkmış, beş parasız, zavallı bir halde evime doğru gidiyordum.. Okulun son günleri idi ve ben o zamanlar tek başıma yaşıyordum.. Eve girmeden hemen önce ev sahibinin beni beklediğini farkettim.. Kadın, elindeki parayı bana uzatarak, 'evi tek kişi olarak tuttuğumu ama her gece evin dolduğunu' ifade ettikten sonra 'komşuların rahatsız olduğunu' da ekleyerek, evi terk etmemi rica (!) etti.. İlk başlarda ben biraz tersleşsem de eşinin polis olması sebebiyle sesimi fazla çıkartamadım.. Parayı aldım, cebime koydum, 1 hafta içinde evden çıkacağımı ifade ettim..
Ev sahibi, kendisine verdiğim kirayı geri vererek aslında bana büyük bir iyilik yapmış oluyordu.. Paranın ne olduğunu bilmeyen cebim, ev sahibem sayesinde para ile tanıştı.. Para ile cebim tanışınca, ben, Ayvalık'a gittim, kız arkadaşıma güzel bir hediye aldım.. Akşam saatlerinde, kız arkadaşım bana geldi.. Beraber yemek yedik.. Kendisini zerre kadar sevmiyordum ama yalandan kimsenin ölmeyeceğini bildiğimden, kendisini çok sevdiğimi ifade ettikten sonra hediyemi çıkardım.. "Ayy âşkımmm" deyip de boynuma bir sarılması vardı ki, kadın cinsinin ne kadar hediye tutkunu olduğunu o sayede öğrenmiş oldum..
Hediye paketini açtığında, pembe şeffaf bir tanga ile karşılaştı.. "Ayy bu nee.. ! Pisss, sapıkk.." deyip de sırtıma bir iki tane vurdu.. Ben, yine de bu ince düşünceli davranışımın hoşuna gittiğini düşünüyordum..
Her şey yolunda gidiyordu ki, yıllar sonra bile unutamadığım o meşhur konuşma aramızda cereyan etti..
Ben : (Tangayı elime alarak) Gel, ben giydirmek istiyorum..
Hatun : Saçmalama.. ! O kadar da değil.. !
Ben : Niye böyle diyorsun..? Kolye alsam, ben takacaktım.. Yüzük alsam, ben takacaktım.. Mont alsam, ben giydirecektim.. Tanga aldım, neden ben giydiremiyorum.. ?
Hatun : Âşkımm tamam susalım.. !
Ben, o zamanlar da şimdi olduğu gibi kadın cinsinin söylediklerini yapmayı seven, centilmen bir erkek olduğumdan, hatunun "susalım" demesini emir telakki ettim ve sustum.. Kendisi de sustu.. Üç gün boyunca sustuk.. Üç gün sonra da ömür boyu susmaya karar verdik..
Az önce bir arkadaşımla, erkeklerin aslında ne kadar ince düşünceli insanlar olduğunu konuşurken, bu hatıram aklıma geldi ve kendisi ile paylaştım.. İstedim ki, biz erkeklerin ne kadar ince düşünceli olduklarını siz de görün.. Gel gör ki, biz erkek cinsi ince düşünceli ve nazik insanlarız ama hatun cinsi üniversite yıllarında da anlaşılmaz oluyor, orta yaşlarda da, ölüm döşeğinde iken de.. O kızın benden neden ayrıldığını, yıllar geçmiş olmasına rağmen bir türlü anlayamadım..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.