Yıllık İzin Notları.. (3)



Yıllık iznimin üçüncü gününde ;


-- Güne pek iyi başladığımı söyleyemem.. Dün gece, nedense, gözlerim dolu dolu girdim yatağa.. Epeyce bir zaman dilimi boyunca, yatakta, sağa-sola döndüm, durdum.. Bilmem hangi saatte, kendimi uykuya teslim ettim.. Sonrasında gözümü güneş ile açtım.. Durgun uyandım, durgun kahvaltı ettim, durgun üzerimi giyindim.. O durgunlukla evden çıktım.. Sanki yirmi tonluk bir ağırlık üzerimde imişçesine yürüdüm..


-- Hastaneye gitmek için dolmuş beklerken; bir araba yanıma yanaştı ve hastanenin yolunu sordu.. Oraya gittiğimi, isterse beraber gidebileceğimizi dile getirdikten sonra arabaya bindim.. Genç bir arkadaş, yengesinin her an doğum yapabileceğini, ani bir durumda yol bulmakla uğraşmanın yanlış olduğunu düşünerek, şimdiden hastanenin yolunu öğrenmek istemiş.. Doğru bir düşünce içinde olan bu genç ile beraber hastaneye kadar geldim..


-- İki gün önce verdiğim kan testlerinin sonuçlarını alarak doktora gösterdim.. Terlememin nedenini bulamadı ancak D vitamini eksikliği olduğunu, belki bu yüzden terlediğimi, bir ilaç yazacağını, bir ay boyunca süt ile birlikte bu ilacı kullanmam gerektiğini, bir ay sonrasında tekrar kendisine gelmemi tembihledi.. Eğer terlemem geçmemişse, başka yollar arayacağını dile getirdi..


-- Kan testlerimden çıkan sonuç, sadece D vitamini eksikliği değil ne yazık ki.. Kolestrolüm fazla imiş.. 200 olması gerekirken, 245'e çıkmış.. Doktor, şimdilik ilaç ile tedaviye gerek olmadığını ancak diyet yapmam gerektiğini dile getirdi.. Sürekli patates kızartması ve yağlı şeyler yediğimi dile getirince, "Hemen diyet yapmakta fayda var" dedi..


-- Doktor, sigara içip-içmediğimi sordu.. İçmediğimi söyledim.. Tekrar sordu, tekrar içmediğimi söyledi.. Kan değerlerim normalden fazla imiş; bu durumun da sigaradan kaynaklandığını söyledi.. Ben içmediğimi, ancak işyerinde herkesin içtiğini dile getirdim.. Bu duruma bir çözüm bulmam gerektiğini söyledi ancak ben yasak olmasına rağmen müdürlerin sigara içtiğini, onlara karşı gelmemin zor olduğunu ifade ettim ama bu durumun böyle gitmemesi gerektiğini ve sağlığımı olumsuz etkilediğini dile getirdi.. Bakalım ne yapabileceğim bu konuda..


-- Hastane sonrası Maltepe'ye gitmek için yola koyuldum.. Kadıköy'e kadar kolay geldim ancak sonrasında trafiğin çok yoğun olduğu bir yola girdik.. Ben, erken gideceğimi umarken, tam zamanında Maltepe'ye vardım ve orada yenilerkendinihayat.blogspot.com e-günlük sitesinin sahibesi olan hanımefendi ile tanışma kısmetine nail oldum.. Daha önce kendisi ile hiç görüşmemiştik.. Benim teklifimi, sağolsun, geri çevirmedi ve benimle buluştu.. Gerçi Maltepe neredeyse Hakkari kadar uzaktı ama yine de hanımefendi ile tanışmış olmak, yolun uzunluğunu unutturdu..


-- yenilerkendinihayat.blogspot.com e-günlük sitesinin sahibesi hanımefendi ile buluşmadan önce telefonda kısa bir konuşma yaptık.. Ben, ince sesli, kısa boylu, bir mini minnacık kız çocuğu beklerken, zat-ı muhterem, dolgun sesli, nerede ise benim boyuma yakın uzunlukta bir boya sahip, dünya tatlısı bir kız çocuğu çıktı.. Hani her insan bir romandır, denir ya; hanımefendi de anlattıkları ile kendisinin bir roman olduğunu göstermiş oldu..


-- Bana "abi" diye hitap eden bir insanın hayatımda olması hoşuma gitti.. Daha önce tanıştığım biri de benim ricam üzerine "amcabey" diyordu.. Bir de "dede" diye hitap eden olursa; tam olacak..


-- Yarın, nasip olursa, Kadıköy'de, öğleden sonra, Çilek Kız, Firdevs, Hamiyet üçlüsü ile buluşacağım.. Gelirse bir kişi daha.. Belki birkaç kişi daha gelmek ister; buyursun, gelsinler.. O kadar hatun kısmının olduğu yerde, olsa olsa, erkekler, makyaj, giysiler, burçlar ve buna benzer konular konuşuruz.. Nasip olursa, yarın, kızların içinde kızılcık durumunda olacağım ki; en sevdiğim durumdur..


-- Hiç alışık değilim ya; birkaç gündür, duygularımı katmadan yazılar yazıyorum.. Sadece olanı-biteni anlatmaya çabalıyorum.. Bu durum hiç bana göre değil ha..! Sanki ben değil de biri benim ağzımdan yazıyormuş gibi hissediyorum.. Duygusuz yazıları hiç sevmedim, sanırım hiç de sevemeyeceğim.. Ancak arkadaşlarımla buluştuğum zaman, duygulara fazla yer vermenin, zaman zaman olumsuz sonuçlar doğurduğunu gördüğümden, böyle duygusuz yazılar yazmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.. Evet evet ben düşünebiliyorum.. Ey büyük Allah'ım, şükürler olsun sana, ben düşünebiliyorum..














15 Yorum:

aayyy yeniler kendini hayat mı? ben de tanışmayı çok isterim kendisiyle...çok yakınlığım olmamasına rağmen bloğunu keyifle takip ettiğim bir arkadaşımdır imrendim size...
buluşmada konuşulacakları sıralamışsın da burçları konuşmak sadece kadınlara özel bir durum mu acaba? sen herkesi en iyi tanıyan biri olarak en çok konuşan olacaksın bence.konuları sen şekillendirebilirsin ki yandık bu sebeple:)

geçmiş olsun efenim...ilacınızı zamanında alınız fakat bana kalırsa vitamin eksikliği yaşamamaktasınız:)

 

Kelimelerle Dans ;
Yarın nasip olur da işyerinden fırsat bulabilir ve gelebilirse, o da Kadıköy'e gelmek istemekte.. Belki böylece tanışmış olursunuz..
Burçları sadece kadınlar mı konuşur, erkekler mi konuşur bilmem ama benim konuşmadığım kesin.. Hiç anlamadığımı iyi bilirsin.. En iyi anlayan sensin sanırdım ama bugün buluştuğum hanımefendi de senin kadar burç meraklısı..
Ayrıca neden en çok ben konuşayım ya hu..? Ben erkek tarafıyım.. Erkek adam ağır olur.. Hiç öyle ağırlığımı kaybetmeyeceğim geçen ki gibi.. :) Geçen o kadar konuştum ki; 7 sene tek kelime etmesem bile yeter size o konuşma..
Valla ne eksikliği yaşıyorum, durumum nedir ben de bilmiyorum ama doktor ne dediyse onu uygulayacağız artık..

 

Hey çocuk merhaba;) ben tevellütü 60 olanlardan bir garibim. Duygu kızım bahsetti, nicedir girip okumak isterim yazılarını ama kısmet bugüneymiş;) Şimdi "bu kim?" Diye sorabilirsin.. Ben cimcimeyi enteresan bir biçimde keşfedenlerden biriyim. Duygucuğumun söylemiyle Nilgün Ablası. Bir blogerim, bazen hayatı karıştırırım,bazen mutfağı bazen de kumaş bohçalarını. Keyfimce birşeyler yapar, paylaşırım. Şimdi de sana uğradım. Hoşçakal.

 

Nilgün İlgün ;
Öncelikle hemen teşekkür edeyim.. Hem yorum yazdığın için hem de dün selam gönderdiğin için.. Selamını aldık, başımızın üzerine koyduk ve biz de sana selam yolladık..

Hiç öyle tevellüt 60 deme.. Cümle kurgularına ve gülümseyen yüzüne bakarak söylüyorum ki, 18-22 yaş arasındasın.. Allah sağlığını, huzurunu, mutluluğunu daha nice senelerde daim kılsın inşallah..

Paylaşmaya ve blog hayatımıza güzellikler katmaya devam etmen dileğiyle.. Tekrar teşekkür ederim..

 

Abi şimdi okuyabildim yazını, ne hoş şeyler yazmışsın okurken gülmekten yanaklarım gerildi -ki bilirsin gülünce ne hale geliyorlar :))
Kelimelerle Dans - Canım benim görüşmemizde senin de kulaklarını az çınlatmadık, seni henüz tanımasam da Cümle Uydurukçusu Abimizin anlattıklarıyla tanımış gibi sevdim, inşallah kendisi ayarlarsa birbirimizle tanışmak için özel bir buluşma düzenlemiş oluruz :)

 

Yeniler Kendini Hayat ;
Gülümsemen de, mutluluğun da daim olsun inşallah..
En kısa zamanda Kelimelerle Dans ile de tanışırsınız inşallah..

 

kolestrolü düşürmenin doğal ve kesin yolları var. geçen gün bizzat canlı canlı dinledim şahit oldum yine. İbrahim Saraçoğlu der ki, YEŞİL MERCİMEK çorbası için haftada 3 4 kere. EvelAllah bakın nasıl da düşüyor.

Onu yapamazsanız şu bildiğimiz kırmızı turplar var ya.. Onlardan yiyin salatalarınızın üzerine rendeleyin tüketin o da düşürür dedi...
Turpu dilim dilim doğrayıp üzerine azıcık limon ve tuz ekleyerek de yemeklerin yanında tüketebilirsin çok basit olarak... Zor bir şey de değil yani. tek yapman gereken gidip turp almak ve akşamları yemeğin yanında yemek. Ya da anneciğin sana yeşil mercimek çorbası yapacak haftada 3 4 kez. onu içeçeksin oh mis.... he ama öyle yağı doldurmayacak içine...

İbrahim Saraçoğlu modern tıbbın kabul ettiği pek çok görüşün değişmesinde önemli bir rol oynayan, biyoteknoloji ve mikrobiyoloji üzerinde uzmanlaşmış bir kimya profesörüdür.. Bitkilerin kimyasını çok iyi bilen bu alana yönelen biri... Kocakarı ilaçları değil yani dediği hiçbir şey....

Hatta geçen programda dinledim programdaki doktorların yüzüne, tıp huzursuz bacak sendromuna hiç bir şey yapamıyor. bunun karşısında çaresiz... Ama hardal tohumu bu hastalığı yüzde 99 ortadan kaldırıyor... Bir sürü hastam var dedi kullanıp iyileşen. sizin çer çöp dediğiniz bitkilerle iyileştiler yani. Bitkilerin kimyasından anlamadığınız için çer çöp diyorsunuz ama öyle değil bitkilerin hiç biri dedi....

her neyse. uygula bir müddet, iyi gelir inşallah. ama öyle bir kaç gün yapıp bırakırsan olmaz. ilaçlaar gibi düşün nasıl ki belli sayısı var ve bitene kadar kullanman gerekiyor, bunları da en az iki üç hafta kullanman gerek. bi hafta birini bi hafta birini yersin... Şifa olsun inşallah.

 

bir hayal kur ;
Yeşil mercimek iyidir de şimdi git, yeşil mercimek al, anneme söyle yapsın, oooo.. çok uzun iş..
Kırmızı turp bizim buralarda bulamam ki.. Ki zaten bizim buralarda tek bir market var, herşey bulunmuyor..
Zaten ben böyle kolestrolla devam etmek istiyorum.. Hayattan pek bir beklentim yok; çabucak öte tarafa gitme niyetlisiyim inşallah.. Yine de size çok teşekkür ederim değerli vaktinizi ayırıp yorum yaptığınız ve bana tavsiyelerde bulunduğunuz için.. Rabb'im yüzünüzü güldürsün her daim..

 

sayfana gelen hiç tanımadığın insanlara dahi siz diye hitap etmezken bana böyle hitap etmen hem kırıcı hem sinir bozucu... yani tanımadığın insanlar konumu olsa bu ona da eyvallah ama bu sadece bana özel... inan yazası gelmiyor insanın. sen böyle davrandıkça benim de yazasım gelmiyor. gördükçe uzaklaşıyorum. yazmam herhalde. sen istediğin gibi aynen böyle devam et.

 

hem öyle davranıp hem de dua da etme öyle cümle sonlarında bana. istemez. eksik olsun.

 

bir hayal kur ;
Size sevgim ve saygım sonsuz.. Allah, her daim yüzünüzü güldürsün.. Mutlu olun, huzurlu ve sağlıklı olun inşallah.. Dilerim Allah'tan tez zamanda bir de bebeniz olur da kucağınıza alırsınız..
Nedense sizin benim elimde doğduğunuzu düşünmüşümdür hep.. Bu sebeple olsa gerek; farklı bir sevgim var size.. Ki iyi niyetli, vicdanlı, güzel düşünceli biri olduğunuzu çok iyi biliyorum.. Siz, bana yazsanız da yazmasanız da sizi uzaktan sevmeye, dualarıma ortak etmeye devam edeceğim Çiçek Kız'ım.. Çünkü hakkediyorsunuz.. Evet, benim elime doğdunuz ama nedense beni sükut-u hayale uğrattığınız da bir gerçektir.. En azından ben böyle düşünüyorum.. Bu sebeple şimdilik "siz"'den öteye geçip de "sen" olamazsınız Küçük Hanım..
Yazarsınız, yazmazsınız, orasını bilemem ama her daim iyiliğinizi isteyeceğimden emin olabilirsiniz..
Allah yar ve yardımcınız olsun..

 

Şimdi bu cevabını okuyunca kizginligim geçti ne yalan söyleyeyim. Senin kırgınlığını da anlayabiliyorum...ne hoş dualarda bulunmussun. Rabbim hakkımda dusundugun tüm güzellik ve duaların kat katını sana nasip etsin inşallah... Dogumgunumde bu güzel cümleleri okumak mutlu etti beni...Allah razi olsun ne diyeyim.

 

Evet yaa.. 7 ocak.. Affola..
Allah ömür boyu huzur,sağlık,mutluluk versin inşaallah.. Nice yıllara..

 

Teşekkür ederim <>. Amin inşallah. Hepimize.

 

bir hayal kur ;
Amin..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.