Bir Bebekte Aradım Sevdiğimi..

                                                                                                   Ömrümce hep adım adım
                                                                                                   her yerde seni aradım.
                                                                                                   Ben kalbimden başka yerde
                                                                                                   inan seni bulamadım.






     Hava kararmak üzereydi Şehr-i İstanbul'da.. Dilimde bir şarkı vardı, odam karanlıktı, kalbim nasır bağlamıştı.. Çoktan unutmuştum, unutmamam gereken hakikâti.. Yağmur yağıyordu ve nedense yağmur damlalarının sevgilisi toprağa kavuşması anında, her tarafa hüzün yayılıyordu..

     Gecenin karası kadar kara bulutlar toplanmıştı tepeme.. Beni ayakta tutan ne kadar umutvari düşünce varsa, düşündüm hepsini teker teker.. Mutlu bir insan gibi gülümseme taklidi yaptım; işe yaramadı.. 'Dönülmez akşamın ufkundaydım ve vakit çok geçti.. Ömrümün son fasılıydı ve nasıl geçeceği umrumda değildi.. Cihana bir daha gelmeyecektim, seninle yaşamak hâyâl idi..' Bu saatten sonra hiç bir düşünce, beni teselli etmeyecekti..

     ...yine de bir umuttu; vardım anamın yanına.. Öptüm yanağını.. Başımı koydum bacağına, "Anne beni sevsene.." dedim.. Annem beni sevdi; kâr etmedi..



     Babamın yanına gittim.. Seyrekleşmiş saçını dağıttım.. Alnından öptüm.. El şakaları yaptım.. Babam bana karşılık verdi; kâr etmedi..

     Telefona sarıldım.. Yeğenlerim gelsin diye talimat verdim.. Derslerini bırakıp, off poff yaparak geldiler yanıma.. Öptüm.. Sarıldım.. Mıncıkladım.. Gıdıkladılar beni; kâr etmedi..

     Karanlık çöktükçe, kendimi, mutlu olmak için zorladım.. Hey Hâk.. Mutlu olamadım.. Dönülmez akşamın ufkundaydım ve vakit çok geçti.. Ömrümün son fasılıydı ve nasıl geçtiği umrumda bile değildi.. Sevdam yasta idi.. Âşk yaram kanamıştı ve sen merhem olmuyorsun diye kimse merhem olamıyordu..

     Odama geçtim.. Üzerimi giyindim.. Kapıdan çıktığımı görenlere, sokakta bir tur atıp geleceğimi söyledim.. Arabalarla dolmuş caddede, korna sesleri eşliğinde, koşuşturan insanların yanından geçip gidiyordum, nereye gideceğimi bilmeden.. Başımda spor şapka, ellerim cebimde yürüyordum.. Ömrümce aradığım gibi yine arıyordum; hiç bir yerde bulamamıştım, kalbimden başka hiç bir yerde bulamıyordum..

     Yirmi, belki otuz dakika kadar yürüdüm.. Ayaklarım beni nereye götürüyordu, bilmiyorum.. Yorulduğumu, ayaklarımın ağrıdığını hissediyordum.. Ne zaman kendimi umursadım ki..! Yine umursamıyordum.. Yürüyordum.. Seni bulacakmış gibi yürüyordum.. Sana varacakmış gibi yürüyordum.. Ben ki, insanlardan gözlerimi kaçırırdım; bu defa, seni bulabilirim diye insanların gözlerinin içine bakıyordum.. Seni bulamıyordum Sevdiğim.. Bundan önce olduğu gibi seni yine bulamıyordum..




    Yorulduğumu hissetmeye başlamıştım.. Ellerim cebimde terlemişti.. Ağrıyan ayaklarım, daha çok ağrır olmuştu.. İleride bir özel hastahane vardı.. Hiç bir şey düşünmeden, içeriye girdim.. Para kokusunu almış olacak ki, hastahane çalışanlarından, güzel giyimli, güzel bakışlı bir kızcağız yanıma geldi.. Gülümseyerek selam verdi.. Nasıl yardımcı olabileceğini sordu.. Yorulmuştum, biraz oturmak, nefeslenmek için izin istedim..  Bir veya iki dakika kadar oturduktan sonra DANIŞMA yazan yerdeki bayana yaklaştım.. Yeni doğmuş bebekleri nerede tuttuklarını sordum..

     Öyle ya.. Bir umut kırılması yaşandığında, kalbi hüzün sardığında; moralin düzelsin, yeniden umutların yeşersin diye, yeni doğmuş bebeklerden daha etkili bir şey olabilir miydi..? Allah, biz nankör, isyankâr kullarından umudu kesmeyip, yeni bebekleri dünyaya gönderdiğine göre, hâlâ umutvari olmak için bir sebebimiz vardı bizim.. Kalbin kaskatı olsa, gözlerinden yaş aksa bile, yeni doğmuş bir bebeğin melek yüzü unutturmaz mıydı her türlü kederi..? Unutturmaz mıydı, seni, yer ile yeksan eden, hercümerc eden düşünceleri..?

     Unuttururdu.. Çünkü her bebek, mucizevi bir umuttu.. !


     Danışmadaki bayan, doğum yapmış hastanın adını-soyadını sordu.. Hasta yoktu, adı yoktu, soyadı yoktu, belki senden başka hayatta hiç kimse yoktu..



     Birini ziyarete gelmediğimi, sadece bebekleri izlemek istediğimi söyledim.. Şaşırdı.. Yüzüme tuhaf tuhaf baktı.. Belki de bebek hırsızı olmamdan korktu, şüphelendi.. Böyle bir duruma, güvenlik nedeniyle  izin veremeyeceklerini söyledi.. Ben biraz ısrar edince, durumu şefine açacağını söyleyerek gitti.. Yaklaşık iki dakika sonra iyi giyimli bir beyefendi ile tekrar geldi.. Erkek olan, tekrar ne istediğimi anlamak için sorular sordu.. Ben, hiç olmadığım kadar açık sözlü davrandım.. Moralimin çok bozuk olduğunu, bebekleri sadece uzaktan seyretmek istediğimi söyledim.. Durumumu anlamış olacak ki, böyle bir olayın güvenlik nedeniyle doğru olmayacağını ama uzaktan bakmam ve en fazla 15 dakika kadar kalmam şartı ile izin verebileceklerini söyledi.. Teşekkür ettim.. Hafifçe tebessüm ederek tokalaştım.. Gösterdikleri yere doğru merdivenleri çıkmaya başladım.. Arkamı dönüp baktığımda, üç görevlinin bana bakarak sohbet ettiklerini gördüm.. Başlarına ilk kez böyle bir olay gelmiş olacak ki, beni konuşuyorlar, belki de güvenlik nedeniyle beni iyice kontrol ediyorlardı..

     Yeni doğmuş bebeklerin olduğu odanın önüne geldim.. İki bebek küvezde idi ve uyuyorlardı.. İki bebek ise beşikte, sarı ve mavi elbiseleri ile uyuyorlardı.. Bir tanesi de ağlıyordu.. Beş dakika kadar baktım bebeklere.. İkimizin bebeğine bakar gibi baktım.. Bebekler umuttu ve seni o umut bebeklerinin yüzlerinde arıyordum.. Dayanamadım, birkaç damla gözyaşı döktüm.. Ağlayan bebek sussun diye, elimi ona doğru uzattım.. Önümde kocaman bir cam vardı.. Gözyaşlarım yanağımı ıslattığı gibi terlemiş elim de camı ıslattı..



     O ağlayan bebek, susana kadar baktım ona.. Diğer uyuyan bebeklere bakıp tebessüm ettim bazen.. Bizim bebeğimiz olacak mıydı..? Ben gelip de sevinç gözyaşları dökecek miydim böyle..? Ağlayacak mıydı benim bebeğim de..? Annesi gibi güzel olacak mıydı..? Annesi gibi can yakıp, tüm erkekleri ağlatacak mıydı..? Başkalarının bebeğine değil de, kendi bebeğime bakıp umutlanabilecek miydim..? Kendi bebeğimin yüzüne bakıp da Allah'a bir kez daha kalben bağlanabilecek miydim..? Seni, bu tertemiz bebeklerin melek yüzlerinde bile bulamazken, kendi bebeğimin yüzünde bulabilecek miydim..?

     Bulamadım Sevdiğim.. Bulamadım.. Dün akşam, seni, karanlık gecede, koşuşturan insanlarda, korna seslerinde, insanların gözlerinde, söylediğim türkülerde, o tertemiz bebeklerin yüzlerinde bulamadım.. 'Her yerde seni aradım.. Ben kalbimden başka yerde, inan seni bulamadım.. '








26 Yorum:

Hani boğazına bir şey tıkanır kalır yutkunamazsın ya işte öyleyim şu an... Boğazıma cümlelerinden hüzün kaçtı, sevgi kaçtı, duygusallık kaçtı, şefkat kaçtı ve öylece tıkandım kaldım. Bu bir yazı değil, bu bambaşka bir şey, bu baştan sona ruhun senin... Çocuk, dilerim o yüreğine göre versin Rabbim...

 

Hamiyet ;
Boğazına ne çok şey kaçmış senin öyle.. Bir su iç yahu.. (Duygusal yazıya ve yoruma şaklabanca bir yorum yaptım)
Allah, herkese, herşeyin en hayırlısını versin..
Not : Daha öncekilerde olduğu gibi bu yazı da çok eski bir yazı..

 

Su içmeyle geçer mi yahu..? Amin...

 

İç suyu sen, iç.. Geçer..

 

Cıks... Geçmez...

Bu arada dediğini yaptım, okudum ve baktım dün de bugün de aynı değişmedi.

 

İlahi Çocuk tam duygusala bagladim aglayacamtim kiiii senn yorumunu gordum :) bu yazinin altina oldu mu simdi bu :) Allah herkesin kalbine gore veriyo bence sen kalbini ferah tut ve hayirlisini dile :) Allah'a emanet ol

 

Hamiyet ;
Demek ki bu yazıda iş var..

 

Bahar ;
Yorum böyle bir şey Bahar.. Her yazının altına herşeyi yazdırıyor insana.. İdare ediver benim dengesiz ruh halimi..
Allah hepimize herşeyin hayırlısını versin ve bizler de hayırlısını isteyelim..

 

İş var da dediğim gibi bu bir yazı değil, bu senin ruhun...

Can Yücel'den bir alıntı yapayım bende bu yazının altına, diyor ki:
…Sonra çocuğumuz olmalı
Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın ve ben söylenerek almalıyım sıranı.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden
Mutluda olsa kötüde olsa yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce aklar yada gidince aklar çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden.
Kavgasız her sabah cinayetle uyanılmayan sessiz bir yere gitmeliyiz.
Geceleri balkonda denizi seyredip sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız.
Ben 'Bey' demeliyim sana sende 'Hanım'.
Öyle sevmelisin ki beni bu yazdıklarım korkutmamalı seni.
Tebessümler açtırmalı yüzünde.
Birgün bu hayatı bırakıp giderken sadece mutluluk olmalı yüzümüzde.
Birbirimizi sevmenin gururu olmalı herşeyde."

Çocuk, dilerim Yüce Rabbim gönlündeki arzularına ulaştırsın seni..

 

Hamiyet ;
Teşekkür eder, iyi temennilerine "amin" derim..
Cümlemiz için olsun..

Ancakkkkkkk..
Bana öyle onun bunun şiirleriyle gelme.. Ruhunla gel.. Kendi yazdığın bir cümle, başkalarının yazdıklarından daha değerli benim için.. Bunu unutma..

 

bir hayal kur ;
Kimseye söyleme ama çok içli bir çocuğumdur..

 

Unutmam, hem de hiç unutmam...

 

Hamiyet ;
Fil hafızalısın yani :)

 

Evet, filler kadar iyidir hafızam ama onlar görsel hafızaya sahiptir, bense sanırım duygusal hafızaya.. Fakat bu kadar güçlü hafızaya sahip olmak hiç de iyi olmuyor. Unutman gerekenleri unutamıyorsun ve doğal olarak ızdırap, vicdan, çaresizlik vs. gibi bir sürü duygu hafızandan geçip yüreğine acı olarak çörekleniyor.

 

Hamiyet ;
Eee suç senin.. "Boşver" kelimesinin ne kadar harika olduğunu bir türlü kavrayamazsan, olacağı budur..

 

Ne kadar "boş" bir kelime o öyle.. Hiç sevmem ve hiç boşveremem.. Zaten hep bundan üzülürüm. Olsa ya şöyle XXXL bir beynim..

 

Seksen tane X ebatındaki beyne gerek yok.. İçinde bir "boşver" olan S beden de kurtarır seni..

 

Bulsana bana ondan bir tane ve kurtarsana beni..

 

Burası tam sohbet sitesi oldu yalnız ha:)

 

Anlayışlı hatunlara ayrı bir hayranım..

 

öyle anlatmışsın ki bu aşk bir ölümlüyeyse yazık olur :)

 

Pink timber ;
Ben hâyâlimdekilere yazıyorum yazıları.. Hâyâlimdekiler ölümlü mü, ölümsüz mü bilmiyorum doğrusu..

 

Ben bu yazıya oturur hüngür hüngür ağlarım...

 

Yeniler Kendini Hayat ;
Ağlaman yazının etkisini gösterecekse sevinirim ama nedense insanların gülümsemesini tercih ederim..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.