Toprak Kokusu..

 
Sen ne zaman hayatıma girsen, yağmurdan sonraki toprak kokusu gibi harika kokuyor ruhum..
 
 


Oysa Delirecektim..

...Tam da deli olmaya karar vermiştim...

Tuhaf tuhaf konuşacak, olur-olmaz zamanlarda gülecek , birden kahkaha atmaya başlayacak, sonra aniden ağlayacak-gözyaşı dökecek, derken yerlerde yuvarlanacak, her geçen saniye kendimden uzaklaşacak ve daha fazla delirecektim..

...Ne güzel olacaktı.. Delirecektim.. Kendimden geçecektim.. Deli deli dolaşacaktım ortada.. Heveslenmiştim delirmek için.. Tüm hazırlıklarımı yapmıştım.. Dünyanın en harika delisi olacaktım.. Mutlu olacaktım.. Parmakla gösterilen bir deli olacak ve deliliğin hakkını verecektim..

...Sonra sen çıktın.. Öyle güzel çıktın ki... Öyle güzel çıkageldin ki hayatıma.. Öyle güzel gülümsedin ki bana.. Öyle güzel tuttun ki ellerimi.. Öyle güzel öptün ki beni.. Artık ne delirmeyi düşünebiliyorum, ne de olumsuz başka bir şeyi.. Kendimden kopmak şöyle dursun; kendimi nasıl bulurum diye didinip duruyorum.. Kendimi arıyorum, kimsenin aramadığı sokaklarda.. Artık delirmek aklımın ucuna bile gelmiyor.. Seni nasıl mutlu edeyim, benim yanımda nasıl huzurlu olasın diye, dünyanın en akıllı insanı olmak için çalışır oldum.. Doğru yaşıyor, doğru çalışıyor, doğru nefes alıyorum.. Tanımadığım insanlarla konuşmuyor, komşunun sıska çocuklarını rahatsız etmiyor, karşıdan karşıya geçerken sağa-sola bakıyor, gece uyumadan önce sütümü içiyor, dişimi fırçalıyorum.. Yaşlı insanlara hürmet ediyor, kimseyle kavga etmiyor, kimseye kötü bir söz söylemiyorum.. Misketlerimi bile paylaşıyorum; misketi olmayan çocuklarla.. Öyle güzel şeyler yapıyor, öyle doğru yaşamak için çabalıyorum ki...

...Oysa delirecektim.. Parmakla gösterilen, dünyanın en harika delisi olacaktım.. Derken sen çıkageldin; beni yazı yazmaya teşvik ettin.. İşte şimdi yazıyorum seni; yazıda bulabildin mi kendini..?

Karanfil Kokulu Kadıköy..

 
Kadıköy başkadır benim için.. Oranın farklı bir havası, farklı bir kokusu vardır.. İskeleye yanaşan vapurların ayrı bir güzelliği vardır, Haldun Taner Tiyatrosu'nun önünde duran çiçeklerin aynı bir sempatikliği.. Sevgililerin tiyatronun önünde buluşması, Bahariye Caddesi ve tabii Moda Sahili... Güzeldir; arabaların gürültüsü, insanların bakışı.. Dükkânlar, koşuşturan insanlar, sokakta türkü söyleyen çılgınlar.. Güzeldir; bir şiire mısra olmuş âşıklar..

Kadıköy başkadır benim için.. Gece sokakta bir evsiz yatsa, ben sıcacık yatağımda donarım.. Haydarpaşa'da duman tütse, o muhteşem bina yanmaz bir tek ben yanarım.. Bir kadın trene binen sevgilisini uğurlasa, onun yerine ben ağlarım..

Kadıköy başkadır benim için.. Âşk kokar, âşık kokar.. Tarih kokar, şiir kokar.. Yazamadığım cümleler, söyleyemediğim türküler kokar..
Kadıköy başkadır; bir esmerin, gamzeli tebessümü gibi sevda kokar..
Kadıköy başkadır; dünya içinde ayrı bir dünya kokar..
Kadıköy başkadır; baştan sona, yıllar önce sevdiğime alıp da gönderdiğim kırmızı karanfil kokar..
Kadıköy başkadır; kırmızı karanfil görüntüsünde kırmızı yalnızlık kokar..
Kadıköy başkadır; yüzüne hasret kaldığım sevdiğim gibi kokar..


Yanlış Otobüs..

Sabah, yanımda oturan amca, "Oğlum, Haseki Hastanesi'ne geldiğimizde bana haber verir misin? " dedi.. "Amca sen yanlış otobüse binmişsin.." deyip adamı ilk durakta indirttim.. Beş dakika sonra anladım ki; meğer yanlış otobüse binen benmişim..

Tüm gün boyunca kulağım çınladı.. Artık o yaşlıca amca beni nasıl anıyorsa...

Enerjiyi Değil, Şehr-i İstanbul'u Depoladım..

Yağmur var Şehr-i İstanbul'da.. Ancak soğuk değil hava..

Karanlık çökmüştü ben işten çıkarken.. Eve gidemedim.. Ayaklarım eve götürmedi bir türlü.. Oysa gitmek, televizyonun karşısına geçip, üzerime battaniyeyi alarak, uyumak istiyordum.. Ayaklarıma ve ruhuma bir türlü söz geçiremedim..

Önce otobüse bindim, sonra metrobüse.. Niyetim Kadıköy'e gitmekti; Mecidiyeköy'de indim.. Yağmur, artık yağmıyordu.. Hava, serinliğini ve güzelliğini hâlâ koruyordu.. Mavi kot pantolon, üzerinde pembemsi bir gömlek, üzerinde siyah bir mont, kafamda şapka; ellerim montun cebinde, hafif kambur bir halde yürümeye başladım.. Her yağmur sonrası olduğu gibi trafik durma noktasına gelmişti.. Hareket etmeyen arabalara inat, insanlar koşuşturuyorlardı.. Ben, ağır adımlarla, sağa-sola, hareketli insanlara baka baka Cevahir'in önüne kadar geldim.. İçeri girip Mc Donalts'tan hamburger yemek için niyetlenmiştim ama ayaklarım ve ruhum inat etmişti bir kere; kapalı bir alana girmek istemedim..

Harbiye'ye doğru yürümeye başladım.. Biraz yürüyecek, yorulursam geri dönecek, Mecidiyeköy'deki simitçilerden birinde bir çay içeçek, sonra metrobüse binip eve gidecektim.. Plânım ve niyetim belliydi.. İçten içe türküler söylüyordum.. Kendi kendimle konuşuyor, hâyâller kuruyordum..

Kendime geldiğimde Harbiye'yi geçtiğimi farkettim.. Geri, Mecidiyeköy'e dönmektense, Taksim'e geçip, Taksim'de bir tur attıktan sonra Eminönü'ne gitmeyi, orada bir balık-ekmek yemeği ve sonrasında otobüse binip eve gitmeyi plânladım.. Az da olsa yorulmaya başlamıştım ama balık-ekmek ikilisinin hâyâli bile yorulmamam gerektiğini söylüyordu bana..

Ellerim montun cebinde, hafif kambur yürümeye devam ediyordum.. Taksim, çok da kalabalık değildi.. Haftaiçi olması ve havanın kapalı olması, Taksim'deki insan kalabalığını dağıtmıştı.. Yine koşanlar, sohbet edenler, kahkaha atanlar, etrafa bakanlar, yavaş yavaş yürüyenler vardı ama görmeye alışık olduğum kalabalık yoktu.. Veya ben, insanları görmezden gelen bir yapıya sahip olmuştum..

Taksim Meydan'dan, aşağıya doğru yürürken, sen geldin aklıma.. Mecidiyeköy'den Taksim'e kadar yürürken de sen gelmiştin aklıma ama Taksim'de daha bir belirgin oldun.. Daha iki hafta önce, şimdi yalnız yürüdüğüm o caddede, beraber yürüyorduk.. Koluma girip, yanımızdan geçen insanlara aldırış etmeksizin, çok da sesli olmayan bir ses tonuyla benim için şarkı söylemiştin.. Ne güzel de söylemiştin.. Beni nasıl da mutlu etmiştin..

Dün akşam, benimle buluşmak istedin de, hani ben bir bahane buldum ya, seni düşününce buluşmadığım için pişman oldum.. Kim bilir, belki bir şarkı daha söyleyecektin bana.. Seni böyle somut olarak düşündükten sonra, esasında arayacaktım seni ama eve gittiğini, eve gittikten sonra da çıkmanın zor olacağını bildiğim ve biraz da kendimi ağırdan satmak istediğim için aramadım seni.. Hoş, sen bu yazıyı okuduktan sonra ben kendimi nasıl ağırdan satacaksam..!

Velhasıl-ı kelam seni aramadım.. Ve evet dün de buluşmamak için bir bahane buldum.. Çünkü korktum.. Bana şarkı söylemen o kadar güzeldi ki; bir korku girdi içime.. Sebep sorma Allah âşkına; ne bileyim işte.. öyle..

Mc Donalts'tan sıcak bir çikolata aldım.. İçe içe Eminönü yoluna koyuldum.. Hava, güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişti.. Yağmur yağmıyordu ama her an bardaktan boşalırcasına yağacakmış gibi duruyordu.. Galata Köprüsü'ne geldiğimde, artık iyiden iyiye yorulduğumu hissettim.. Malum, senin de dediğin gibi 'artık genç değilim'.. Tarihi Eminönü Balıkçısı'na gidip balık-ekmek aldım.. Balığı tuzladım.. Biraz limon suyu sıktım.. Sonra hemen ön tarafta olan turşucudan, sade turşu suyu aldım.. Sonra yemeğe koyuldum..

O balık, o turşu suyu, o Eminönü, o Taksim, o Mecidiyeköy, o Şehr-i İstanbul o kadar güzeldi ve yağmurlu hava, o güzellikleri, o kadar bütünleştiriyordu ki; en son böyle duygusal bir yürüyüşü ne zaman yaptım, hiç hatırlamıyorum.. Biraz düşünmeye, hâyâl kurmaya, plân yapmaya, huzur aramaya ihtiyacım varmış demek ki..

Hani "enerji depolamak" diye bir deyim var ya; ben, bugün, enerjiyi değil, her bir hücreme Şehr-i İstanbul'u depoladım..

..........................................................................
+ Şimdi ne yapalım biliyor musun.. ? Bana söylediğin şarkıyı beraber söyleyelim..
Ebru GÜNDEŞ'in Teşekkür Ederim şarkısını ruhumuza işleyelim..

Sürpriz..

"Bilmiyorum iyi mi yaptım kötü mü sana sormadan ama, sürpriz olsun istedim.. Hayırlı olsun yeni yerin, inşallah beğenir kullanırsın:) Kullanmasan da canın sağ olsun lakin bilmeni isterim ki, ben keyifle hazırladım burayı senin için ve başarmış olmaktan heyecan duyuyorum:) "


................................


Yukarıdaki cümleleri yazarak, yıllar önce yazmaya başladığım www.kalemhane.blogcu.com adresinden, bu adrese taşınmama vesile olan, sayfa ve şablon ayarlarıyla bana eşsiz bir zevk abidesi bırakan Huzur Bulutu 'na teşekkürlerimle.. Bu yeni adreste, uydurulmayı bekleyen yeni cümleler için haydi bismillah..