Dün cuma idi.. Cuma günlerinin çok acayip bir coşkusu var.. Çalışma gününün sonu olması, ertesindeki iki günün tatil olması ve sorumluluk seviyesinin minumum olmasının bir coşkusu bu..
Dün, işten çıktım, eve geldim, dünya durdukça başımda durasıca anacığımın hazırladığı yemeği yedim, salona geçip en sevdiğim yer olan televizyon karşısındaki çekyata uzandım..
Ben çekyata uzandıktan sonra kolay kolay bir daha kaba etimi yerinden kaldıran biri değilimdir.. O kadar tembelimdir ki, yerimden kalkmamak için tuvalete bile çok sıkışmadıkça gitmiyorum.. Hatta bir aralar, altıma bez bağlamayı bile düşünmüşlüğüm vardır...
...Ama dün nasıl olduysa oldu, yürüyüş yapma isteği sardı ruhumu.. Dakikalar boyu tembellik damarımı ikna etmek için uğraştıktan sonra birden ayaklandım ve odama ilerledim.. Yıllar önce, bir gün spor yaparım diye aldığım giysileri aramaya koyuldum.. Yıllardır bir kez gün yüzü görmemiş, hâlâ bakir olan, hâlâ tayt giyinen hatun cinsiyle tanışmamış olan eşofmanlarımı bulmak kolay olmasa da dakikalar sonra nihayet dolabın alt tarafında buldum kendisini..
"Hadi hazırlan, milli olma zamanın geldi, yürüyüş yapacağız" dediğim ândan saniyeler sonra eşofman üzerimde yerini aldı.. Ben aldığım zaman geniş olan o eşofman, dar bir şekilde zorla oldu ama sonuçta oldu..
Evin yakınlarında olan, yaklaşık üçbin adımla gidilen yürüyüş parkına, yarı yolda yakalandığım yağmur sebebiyle donuma kadar ıslanmış bir hâlde vardıktan, o parkta da bin adım attıktan, eşofmanımla taytlı kadınların uzaktan da olsa tanışmalarına vesile olduktan sonra toplam yedibindokuzyüzyetmişsekiz adım atarak yeniden eve döndüm..
Yağmur ve ter sebebiyle her bir yerim ıslanmış, yıllardır yürümediğim için ayaklarımı ve bacaklarımı hissedemez bir hâle gelmiş olsam da eşofmanlarımı mutlu etmenin verdiği bir huzur var içimde..
Dün, o yürüyüş sebebiyle bir şey daha farketmiş oldum; eşofmanlarımın da tıpkı benim gibi taytlı kadınlara zaafı var.. Taytlı kadın gördükçe, daha bir mutlu adım atmaya başladı.. İşin kötü tarafı da artık milli oldu ve o zevki tattı ya, daha da tutamam onu evde.. Sabah akşam yürüyüş yapmak için gözümün önüne gelir durur.. Ben de ne yapayım, ara ara onu mutlu etmek için yürüyüşe çıkarırım artık..
Düşünün artık ne kadar harika bir insansam, herkesi mutlu ve memnun etmemin yanında, eşofmanları da mutlu etmek için uğraşıyorum.. Tü tü maaşaallah bana ya..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.