Daldan Dala..



Daldan dala, konudan konuya atlama zamanıdır..




+ Rabb'im nasip ederse, yaklaşık 4,5 ay sonra yeniden kız yeğen dayısı olacağım.. Ailemde kız nüfusu fazla olduğu için bu habere pek şaşırdığımı söyleyemeyeceğim tabii ki.. Doğrusu "erkek olsa fena olmaz" diyordum ama insan engelli doğunca, en baştaki şartın sağlık olduğunu çok iyi idrak ediyor.. Haliyle bebeğin kız veya erkek olmasındansa, sağlıklı olmasını umursuyor..


+ Ablalarım iki gündür alışverişe çıkıyorlar.. Doğmamış çocuğa don biçmek deyimini hayata geçirerek, hemen hemen her mağazadan üçer-beşer poşetle çıkıyorlar.. Ben, her zamanki gibi ailenin huysuz çocuğu olma görevini üstlenerek, "Ya hu daha ortada bir şey yokken, ne gerek var, ne saçmalıyorsunuz? " falan diyorum ama o mini minnacık pembeli, sarılı elbiseleri, montları, etekleri, pantolonları, ayakkabıları görünce, içim gidiyor valla.. Eşek sıpası gelse de azıcık sevsem ya.. Benim diğer yeğenler çok büyüdüler artık; sevilmeye de gelmiyorlar.. Evde yeni bir mini minnacık nefese ihtiyaç vardı doğrusu.. Gerçi ablam memlekete gidecek ama doğum için yeniden gelecek ve haliyle o güzel bebek, dünyaya gözlerini bizim yanımızda açacak.. Rabb'im sağlık versin inşallah..


+ İşler çok yoğun.. Öyle-böyle değil; cidden işler çok yoğun.. Bizim kurum yeniden yapılanmaya gitti; normal şartlar altında zaten işlerim çok yoğunken, 4 yeni işyeri bize bağlandı.. Personel sayısı iki katına çıktı.. Telefonlardan, evraklardan tam anlamıyla kafayı yeme moduna girdim.. "Sinirli olmak" deyimi artık benim için basit bir şey.. Yakında kafamı duvarlara vurarak, tımarhaneye gitmeme az kaldı..


+ İş stresinden olsa gerek; eskiden yatakta sürekli sağa-sola dönerken, şimdi dönme dolap durumundayım..  O kadar çok dönüyorum ki; kaç saat uyursam uyuyayım, sabahları hep yorgun ve uykusuz uyanıyorum..


+ Yaşlılıktan mı, boşvermişlikten mi, stresten mi bilmiyorum ama aklıma cinsellik bile gelmez oldu.. Normal şartlar altında günde yirmiüç kere sevişmeyi düşünen ben, çıplak kadın görsem "hanım kız" gözüyle bakıyorum.. En son ne zaman kendimi tatmin ettim bilmiyorum bile.. Sapık olmayı özledim ben ya.. Pipim yerinde mi, değil mi, onu bile bilmiyorum ha.. Belki çürüyüp düşmüştür de benim haberim bile yoktur.. Durum o kadar vahim yani..


+ Sadece cinsellikten soğumuş durumda değilim; diğer bazı konularda bile vahim durumdayım.. Belki inanmazsınız ama sabah işe gitmeden tuvalete girip çişimi yapıyorum; o kadar yoğunum ki, gün içinde tuvalete gitmek aklıma bile gelmiyor; ancak akşam eve gelince yeniden tuvalete giriyorum.. Geçen gün o kadar daraldım, baskı hissettim ki; tuvalete gittikten sonra tuvaletin sıkıştırdığını anca fark edebildim.. Tuvalete sıkıştığımı fark edemeyecek durumdayım, diyeyim, varın gerisini siz anlayın..


+ Kilo aldıkça alıyorum.. Evden işe, işten eve bir hayat geçirince; hayatımda hiç olmadığım kadar kilo alarak 92'ye ulaşmış bulunuyorum.. Kel ve göbekli erkek olarak Türk erkeğinin baştemsilcisi olma yolunda hızla ilerliyorum..


+ Sabah siyasetle kalkıp, akşam siyasetle günü bitiren ülkem insanının bir temsilcisi olduğumdan, siyasetten bıkmış durumdayım.. Şu tükürdüğümün referandumu hayırlısı ile bitse de kurtulsak..


+Suriyeliler'in ülkelerinde savaşmaktansa, ülkemizde sürekli sevişmeleri ve hızlı bir şekilde üremeleri ile ilgili bir kaç cümle uyduracaktım ama sevişirken yılan bile dokunmadığından, yılandan daha beter biri olmamak için susmayı tercih ediyorum..


+ Bugünlerde pek duygusal olduğum söylenemez.. Birine körkütük aşık olasım var ama doğrusu artık o durumdan da pek umurvari değilim.. Ev ile işyeri arasında yaşıyor, yaşlanıyor, Rabb'in verdiği nefesin son bulacağı günü bekliyorum işte..


+ Bazı ibadetlerimi yapmamaya başladım.. Vicdan azabı çekiyor, bundan sonra ibadetlere dört elle sarılacağımı söylüyor, ertesi gün yine aynı şekilde ibadetlerden uzak yaşıyorum.. Yalan-yanlış da olsa bir ibadet vardı elimde; Rabb'im artık beni huzuruna bile kabul etmez oldu.. İşte ben, artık bu kadarlık bir adamım işte !


+ Artık evlilik ve baba olma hayali bile kurmuyorum ama doğrusu bu ya; sevilmeye açım.. Hem de ne açlık.. Kendimi her zamankinden daha yalnız, her zamankinden daha çaresiz, her zamankinden daha muhtaç hissediyorum.. Bu hayatta fiziksel olarak açlık, fakirlik konusunda bir sıkıntı çekmedim şükür ama sevgisizlik konusunda çekebileceğim kadar sıkıntı çektim sanırım.. Sevildim, inkar edemem ama ya istediğim gibi sevilemedim ya da sevmesini istediğim insanlar tarafından sevilmedim.. Haliyle sevgiye aç geldim ve hakkınızı helal ediniz, nefesim ne zaman tükenir de geberir giderim bilmiyorum ama sevgiye aç gidiyorum..


+ Yeterince daldan dala, konudan konuya atladım sanırım.. Yeter bu kadar..






0 Yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.