Beyaz At Yüzü Görmemiş, Kendini Prens Zanneden Abi..


Kimsenin beyaz atlı prensi olamadım belki ama bu kadar yalnız kalmayı hakettim mi; bilmiyorum doğrusu.. Gerçi bu denli yalnız kaldığıma göre haketmişimdir yalnızlığı ama yine de insanın beklentisi ve umudu farklı oluyor işte.. Sonrası böyle sükut-u hâyâl...

Uzun zamandır, beğendiğim, esmer güzeli bir kız var.. Uzaktan bir tanıdık.. Kendisinin güzelliğinin yanı sıra tanıdığım kadarıyla karakteri de güzel bir hatun kız.. Hani olacağından değil de, öyle bir güzelin yanında, insan kendini mutlu hisseder doğrusu.. Bir yaştan sonra insan sever mi bilmem ama en azından mutlu hisseder.. Gerçi normal insan kendini mutlu hisseder; benim gibi ezik psikolojisine sahip biri, öyle bir esmer güzelin yanında, ister istemez kendini işe yaramaz hissedecektir.. Ve dolayısıyla hayatı kendine de o kıza da zehir edecektir.. Bundan önce olduğu gibi.. Her neyse..

Sabah selam verdim bu esmer güzeline.. Yakınlaşmak için samimi bir sohbet ortamı oluşturmaya çabaladım.. Sohbetin sonunun nereye varacağını anlamış olacak ki; bundan önce beğendiğim kızların yaptığını yaparak, hemen önüme kibarca duvar ördü..

" <Çocuk> ABİ, biliyor musun, ben birini çok seviyorum.. O sevdiğimle olamayacağız belki ama yine de ben onu seviyorum.. Ama artık yavaş yavaş unutmaya ve hayatıma bakmaya başladım.. Zaten başka biri bana kahve teklif etti; kabul ettim.. Yarın buluşacağız.. Güzel şeyler olacak diye umutluyum.. " dedi..

<Çocuk> ABİ'si ne diyebilir ki; bundan önce her bozuluştan sonra söylediğini tekrar etti esmer güzeline :

-- Hayırlısı.. İnşaallah mutlu olacağın birini en kısa sürede bulursun da biz de mutlu oluruz senin adına..  

Eee ne diyelim; böyle güzel ve içten bir temennide bulundun ya; inşallah <Çocuk> ABİ'si, inşallah..



0 Yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.