Var Olan Ama Isıtmayan Güneş Gibiyim..

Neden bilmiyorum, aklımı toparlayamadım bir türlü.. İşyeri, işyerindekiler, sohbet edenler, telefon açanlar, bir şeyler soranlar; herkes ama herkes üzerime geldi.. Öğlen saatlerine kadar ancak dayandım işyerinde.. Sonra kendimi sokaklara attım..


Hava soğuktu.. Güneş vardı ama ısıtmıyordu.. Varlığının gözle görünür hiç bir etkisi yoktu.. Var olan ama "insanlığı" olmayan insanlar gibiydi.. Kolay kolay üşümeyen ben, dışarıda kaldığım her saniye boyunca tir tir titrer oldum.. Bir ara dişlerimin birbirine değdiğini, burnumdan sümük değil de oluk oluk sıvılar aktığını bile gördüm..


Soğuktu; gerçekten soğuktu.. Nereye gideceğimi bilmeden çıkmıştım işyerinden.. Bindiğim otobüs Eminönü'ne gidiyordu; erken inerim diye düşündüm ama kaç günün uykusuzluğundan olsa gerek otobüste uyumuşum.. Telefon sesine uyandım.. İşyerinden arıyorlardı.. Cevap vermek istemediğimden meşgule attıktan sonra telefonu kapattım.. Eminönü'ne yaklaştığımı fark edince son durağa kadar gittim.. Orada biraz gezindim.. Sonra vapura binerek Üsküdar'a geçtim.. Dişlerimin birbirine değdiğini, burnumun fazlasıyla aktığını da Üsküdar'da fark ettim.. Bir yere girdim.. Çay içtim.. Biraz ısındıktan sonra Harem'e kadar yürüdüm.. Deniz kenarında yürüyen başka insanlar da vardı ama onlar benim kadar üşüyorlar mıydı, bilmiyorum.. Yürürken neler düşündüğümü hatırlamıyorum.. Tek hatırladığım fazlasıyla üşüdüğüm ve insanlardan korkuyor olduğumdu..


Evet, sahiden insanlardan korkuyorum.. Sanırım insanlardan korkuyor olmamın sebebi, benim karakterimin yerli yerinde olmaması, benim kötülüklere kucak açtığım ve haliyle ruhumu korkak yetiştirdiğimdir.. İnsanlardan niye bu kadar korkar oldum..? Ne yaptılar ki bana..? Ben ki hayatıma giren her insana, bencilliğim sebebiyle bir şekilde kötülük yapmışken, insanların benden korkması gerekirken, ben neden insanlardan bu denli korkuyorum ki..? Yoksa insanlardan korkuyor olmamın sebebi, herkesi kendim gibi zannediyor oluşum mu..? Yaklaşık 20 milyonluk şehirdeki her insandan, yaşına, boyuna, posuna, duruşuna, karakterine, giyinişine bakmaksızın korkuyorsam eğer, bu insanların değil, benim korkulacak bir karakterimin olmasından değil de nedir..?


Mütemadiyen kendimi öven, kendimi beğenen cümleler uydurduğuma bakmayın siz.. Kalben, beynen, her bir hücremde kendimden tiksiniyorum ben.. Kendime olan tiksintim o denli hastalık boyutuna ulaştı ki; kendim gibi zannettiğim her bir insandan korkar oldum.. Minicik bebeklerden bile korkmak, bir hastalık değil de nedir Allah aşkına..!


Demem o ki; ömrüm böyle geçti benim.. Tıpkı bugünkü güneş gibi.. Vardım ama hiç bir faydam olmadan var olmaya devam ettim.. İnsanlar üşürken, onları ısıtmaya bile tenezzül etmedim.. Hoş, insanlardan vazgeçtim, ömrüm boyu kendimi bile ısıtamadım ya, neyse..


 




4 Yorum:

Bu kadar üzülme.. Dua et.. Allah merhametlidir merhamet eder inşallah.. Çirkin K.

 

Çirkin K. ;
İnşaallah.. İnşaallah..
Zaten duadan başka neye sığınabiliriz ki..? Sığındım işte.. Ama çoğu zaman ettiğim dua yüzünden kendimi ikiyüzlü görüyorum.. Tüm pislikleri yap, sonra özle, sonra tekrar pislik yap, sonra tekrar özle; sonra da dua et.. Ohh ne iyi hayat..

 

Merhaba çocuk. Handan'ın blogdan geldim buraya. Bir selam vereyim dedim. Bir de yalnız değilsin sadece kamuflajın kötü.

 

Elif Sarı ;
Hoş geldin.. Selamını aldım, başımın üzerine koydum.. Ve aleyküm selam..
Kamuflajı nasıl düzeltirim bilmiyorum ama yıllardır beyaz çorap üstüne siyah kumaş pantolon giyinen biri giyimine bile düzeltememişken, kamuflajını düzeltmesi zor olacak gibi.. Yine de hayırlısı..

...ve teşekkür ederim.. Yorumunla güzellik kattığın için..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.