Kıtalararası Yolculuk Günü..


     Bugün, kıtalararası yolculuk yaptım..

     Birçok insan, arkamdan, "tembel, evden çıkmaz, uyur gezer, asosyal" gibi sıfatlarla beni kötülese de ben aslında gezmeyi seven, kültürel faaliyetlere katılan biriyimdir.. Güzel hatunların olduğu her yere gider, kızlar ve o yer hakkında bilgi edinirim.. İnsanlarla iletişimim çok iyidir.. Sürekli insanlarla içimden konuşurum.. Beni duymazlar ama gözgöze geldiğimizde ne söylediğimi anlarlar.. Misal geçen sene, Kadıköy Bahariye Caddesi'nde, gördüğüm baştan çıkarıcı hatun ile ilgili fantezi kuruyordum ki, kadın bakışlarımdan anladı ve "Balkon fantezisi güzeldi!" deyiverdi.. İletişim yeteneğim o kadar gelişmiş ki; bir bakış ile ne düşündüğümü karşı tarafa aktarabiliyorum..

     Arkamdan, "evde kalmış" diyenlerin aksine, bugün, erkenden uyandım, patates kızartması kahvaltısından sonra kendimi sokağa attım.. Her zamanki gibi paspal giyinerek, prensibimden ödün vermedim.. Hava güneşli olduğundan, fotoğraf makinesini yanıma aldım..

     Evden çıkarken, Piyer Loti'ye gitmeyi düşünüyordum ama oradaki mezarlıklar bana korku verdiğinden, bir vapur yolculuğu yaparak, Üsküdar'a gitme fikrini uygun buldum.. Doğrusu bu ya Kız Kulesi'nin orada bulunması sebebiyle, Üsküdar'a karşı içimde bir sıcaklık yok.. Tanıdığım herkesin orayı sevmesine rağmen ben, bir türlü sevemedim o ilçemizi..

     Yaklaşık 1 saatlik belediye otobüsü yolculuğundan sonra Eminönü'ne vardım.. Eminönü, her zamanki gibi göz kamaştırıyordu.. İDO'nun Üsküdar vapuruna bindim.. Vapurda başıma öyle bir olay geldi ki; ben, yanımdaki çift, üst kattaki iki kız ve olayı gören diğer herkes hep beraber kahkaha attık.. Aklıma geldikçe gülümsemeye devam ediyorum.. 


     Üsküdar, her zamanki gibi kalabalıktı.. Trafik yoğunluğu ve insan kalabalığı sebebiyle Üsküdar ilçesi, tarihi ve tabiat güzelliğini ortaya koyamıyordu.. Trafik, sahil şeridinden kaldırılsa, kalabalık bir insan potansiyeli orada olmasa, Üsküdar, Şehr-i İstanbul'un en güzel ilçesi olabilecek durumda.. Tabii Kız Kulesi'nin de yıkılması gerekir bu güzelliğin ortaya çıkması için..

     Sahilden, sol tarafa doğru, daha önce iki kere gittiğim Fethi Paşa Korusu'na doğru yol aldım.. Fotoğraf makinesi elimde olduğundan, sık sık fotoğraf çekme molası verdim.. Sahildeki büfelerden birinde ekmek arası döner yedim, ötekisinde çay yudumladım.. Uzun zamandır, mısır yiyemiyordum.. Seyyar tezgahta, tanesi 2 TL olan mısıra gözümü kırpmadan para verdim ve sıcaklığı sebebiyle tutmakta zorluk çektiğim mısırı hızlı hızlı yedim..

     Yürüyerek, 10 dakikada gidilebilecek yolu, 40 dakikada anca katettim ve nihayetinde Fethi Paşa Yalısı'nın önüne geldim.. Daha önce yürüdüğüm yoldan, ağır adımlarla ve fotoğraf çeke çeke yürüdüm.. Daha önce çıktığım merdivenleri birer ikişer atlayarak çıktım.. İkinci katta boş bir yer bularak oturdum.. Rüzgârlı bir gündü.. Sevgililer elele tutuşmuş, kimisi sohbet ediyor, kimisi eşsiz manzaranın tadını çıkarıyordu.. Rüzgâr sebebiyle kızların saçları uçuşuyordu.. Saçları uçuşan kızların görüntüsü her zaman çekici gelmiştir bana.. Kimseye çaktırmadan, uçuşan saçları seyrettim.. Yalnızlığımı örtbas etmek için sürekli fotoğraf çekiyordum.. Bir kaç fotoğraf çektikten sonra çay yudumluyor, sonra tekrar fotoğraf çekiyordum.. Orada bulunduğum süre içerisinde, hep aynı yerlerin fotoğrafını çektim durdum.. Ara sıra alt kattaki insanların fotoğraflarını çektim.. "Saçları Uçuşan Kadın" adını verdiğim çok güzel bir fotoğraf çektim.. Bazen de gizlice, yanımdaki çiftlerin âşk fotoğraflarını çektim..

     'Sıcak bir günde, buraya kahvaltıya gelmek gerek..' düşüncesi ile yaklaşık 1 saatlik Fethi Paşa ikâmetime son verdim.. Yine ağır adımlarla Üsküdar'ın merkezine doğru yürüdüm.. Hızımı alamamış olacağım ki, Üsküdar'dan geçerek, Salacak'a doğru yürümeye başladım.. Kız Kulesi'ne en yakın büfede, kayalıkların üzerine koydukları minderde oturarak, gözlerim Kız Kulesi'nde iken çay içtim.. Herkesin hayranlıkla baktığı, bu tarihi eski taş binaya, ben kin ile baktım.. Evet, sahiden eşsiz bir güzelliğe sahipti.. Ama görüntüsünün güzelliği, benim hâyâllerimi yıkmış olmasının çirkinliğini unutturamıyordu.. Kız Kulesi'ne kin ile bakarken, "ya istediğim gibi olsa idi..?" düşüncesine daldım.. Zamanında, Kız Kulesi ile ilgili düşündeklerim olsa idi, Kız Kulesi, şuan benim için en kutsal mabedlerden biri idi..

     İki bardak çay içip, sevdalıların öpüşüp-koklaşmalarını kıskanarak izledikten sonra, duygusallığın da tüm gezme hevesini öldürmesi ile ayaklandım.. İki bardak çay için on bardak çay parası verdim.. Sırf manzarası sebebiyle bu kadar param gittiği için Kız Kulesi'ne bir kez daha kin güttüm..

     Yürürken, üç gündür sürekli mırıldandığım, sözlerini tam olarak bilmediğim Mustafa Ceceli'nin Karanfil şarkısını mırıldandım.. Bazen de Şebnem Ferah'ın Sil Baştan isimli şarkısını söyledim.. Biri yanımdan geçerken, sesimi kesiyor, yanımda kimse olmayınca yüksek sesle şarkıya kaldığım yerden devam ediyordum.. Aynı şarkıları, beş veya altı kez tekrar tekrar söyleyerek, Harem'e kadar geldim.. Arabalı vapura bindim.. Tost eşliğinde bir çayı da orada mideme yolcu ettikten sonra Eminönü'ne geldim..

     ...otobüse atlayıp eve geldim.. Daha eve girmeden, apartman merdivenlerini çıkarken, ben huzura erdim.. Bir evin, insana huzur vermesi, ne güzel bir şey..



11 Yorum:

Sen hep yaz olur mu?

 

Sen hep yaz olur mu?

 

Adsız ;
Şimdilik yapacak başka daha iyi bir şeyim yok zaten.. Haliyle yazıyorum..

..Yalnız aynı yorumu, iki dakika arayla, niye tekrarladığını çok iyi anladım.. Zannedersem şöyle düşündün : "Bu Çocuk saftır, tek seferde anlamaz, iki kere yapayım"
Eee ne diyeyim.. Sen de haklısın..

 

Fener kazandı ! Yok mu bir yazın?

 

Adsız ;
Fener bir darbe attı zaten; yorumunla bir darbe de sen attın.. Sağol yani:)

 

Sen fenerleri değil mi idin? ! ;)

 

Adsız ;
Allah korusun..

 

Hadi ya!!!!! ;(

 

Adsız ;
Yaa.. Bana böyle berbat takımlarla gelme.. Anlı-şanlı Galatasaray varken, hamurunda şike olan takımları tutma..

Hem sen onu-bunu bırak.. Adana'da idin değil mi..? Haftaya gelme ihtimalim var; nereye gideyim, havalar nasıl, 2 gün kalacağım da..

 

Havalar çok güzel .tıpkı bahar gibi!oradaki meshur hastahanenin arkasında bir otel var .(iyi mi simdi hastahanenin adini unuttum:( ) orada kal. Ardında avemenin civarlarında bir çok lokantalar var birini tercih et oradada öğle yemeklerini yersin.

 

Adsız ;
Teşekkürlerimle..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.