İç Döküntüsü..


Spor giyinen, zayıf, uzun boylu, kapalı bir kadın.. Yürürken sürekli yere bakıyor.. Elinden tuttuğu erkek ise takım elbiseli.. Uzun boylu ve zayıf.. Kirli sakalları var.. Saçları gür.. Gayet yakışıklı.. Elele bir şekilde yanımdan geçerek camiiye giriyorlar.. İbadetlerini yaptıktan 10 veya 15 dakika sonra yine elele yanımdan geçip gözden kayboluyorlar..

Daha önce de görmüştüm buna benzer bir tablo.. Dün bir kez daha gördüm.. Daha önce de 'dibim düşerek' izlemiştim bu tabloyu; dün bir kez daha hayranlıkla izledim.. Böyle tabloları gördükçe hâyâllerime 'dört parmakla' sarılmaya başlıyorum.. Gerçeklerden, mantıktan tamamen kopuyor ve düş ülkesinin sonsuzluğuna bırakıyorum kendimi..

Biliyorum, bu durum, sizler için sıradan bir durum ama benim için o denli güzel ve o denli ulaşılmaz ki.. Bu durumun bende yarattığı ruh halini anlatacak kadar cümle uydurukçusu değilim.. Sadece anlatabileceğim şey; ne zaman böyle bir durum görsem, büyülenmiş gibi kendimden geçiyor ve günlerce etkisinden kurtulamıyorum..


Bilen bilir; kapalı kızlara hayranım.. Kapalı olup da üstüne bir de edepli olanlara ise hayranlığım kat be kat artmakta.. Aile yapım gereği, insanları, "kapalı-açık" diye sınıflandırmadım hiç bir zaman.. Ancak kara-kuru, esmer, kısa saçlı burnu hızmalı kadınlar ne kadar ilgimi çekiyorsa, kapalı kadınlar da o kadar hayran bırakıyorlar beni.. İnsanın güzelliğini saklaması gerçekten irade işi ve kadınlar kapanarak ne kadar iradeli olduklarını gösteriyorlar.. Bu durum bile başlı başına onlara hayran olmamı sağlamaya yetiyor..

...Ancak tüm bu güzelliklerin yanı sıra hicvetmem gereken durum da var.. Sadece kapalı kadınlar için değil, tüm kadınlar için tuhaf bir şekilde artık maddiyat çok ön plana çıktı.. İnsanların rahat ve huzurlu yaşama isteklerini anlıyorum ama nerede ise evlenmeden önce pazarlık yapılır oldu.. Eskiden kapalı kadınlar da bu durum azdı ve "bir lokma bir hırka" düsturu fazla idi ama artık kapalı kadınlar da fazlasıyla "mobilyacı" oldular.. "Allah rızası için hayırlı bir eş" isteği birinci sırada iken artık bu istek yerini "zengin erkek" isteğine bıraktı.. Haliyle evlilikler de paranın gölgesi altında huzursuzluğun ve mutsuzluğun kaynağı oldu..

Sağımda-solumda evlenenleri görüyorum da cidden moralim bozuluyor ve geleceğimden korkuyorum.. İstenen eşyalar, eşlerin karşılıklı pazarlık masasına oturur gibi oturmaları, "biz bunu yaparız siz de şunu yapın" anlaşmaları, "şu işi yapmalı, şu kadar maaş almalısın" emirleri, "benim aileme böyle davranırsan, senin ailene şöyle davranırım" tehditleri, "evlenince anneni-babanı istemem" istekleri ve daha sayamayacağım bir sürü şey.. İnsanlar birbirine güvenemez oldu artık; Allah rızası için seven kalmadı.. Haliyle maddiyat ve insanların kendini güvene alma çabaları ön plana çıktı.. Veya benim çevremdeki durum böyle de diğer tüm insanlar mesut bir şekilde hayatlarını devam ettiriyorlar; orasını da bilemiyorum..

Allah, bana birini nasip etti mi bilmiyorum ama eğer hayırlı bir eş nasip etmişse; bu hayırlı eşin kapalı olmasını çok isterim doğrusu.. Ancak bu eşin de "Allah rızasını" ilk plana almasını isterim.. Beni, İslam'a yönlendirmesini, güzel olana teşvik etmesini isterim..  Fazla parayı değil de huzur getirecek kadar paraya kâni olmasını tercih ederim.. Bir misafir gelecek olduğunda surat asmayacak, güleryüz gösterecek, elinde olan parasını mobilyaya-takıya değil de bir ihtiyaç sahibine verebilecek bir yüreğe sahip eş isterim.. Ben, eve gelirken, sokakta bir fakir gördüğümde, o fakiri yemeğe davet ettiğim zaman, bana evde surat yapacak kadını değil, böyle bir şey yaptım diye beni tebrik edecek kadını istiyorum..

İstiyorum.. Çok şey istiyorum da sonra düşünüyorum; ben ne yaptım ki böyle güzellikleri isteyebiliyorum..? Ben pislik içinde yüzerken, yanımdaki insanın güzellikler içinde yüzmesini nasıl beklerim ki.. !

...Aman neyse işte.. Daha fazla uzatmaya gerek yok.. Biraz içimi dökeyim dedim; döktüm.


10 Yorum:

Rabbim kalbindekini sana nasip eyler inşallah. Amin.

 

İnşallah inşallah gönlünden geçen bu hayırlı yuvayı eşi nasip eder Rabbim sana çocuk. Ne güzel şeylere imreniyorsun sen öyle... Aynısını yaşamak sana da nasip olur bir gün inşallah.. Hem korkma hayırlı eş isteyen de çok.. Bizde hiç o tarz konuşmalar olmadı biz şunu yapalım siz bunu yapın diye. hatta düşün biz kızz evi olarak altın talep etmedik yahu şu kadar altın falan denir ya hani yok o da olmadı bizde:) herkes kendi gönlünden kopanı yapabilddiğini yaptı... ben de zaten bekar evine geldim ve iki yıl oldu hala aynı yerde oturuyorum:) He ama bazı yeni eşyalar ve de eksik olanları istemiyor muyum yalan yok evet istiyorum:)) E onlar da yavaştan olacak inşallah... Tabi bahsettiğim bu durumlarda ailelerin birbirlerini tanıyor olmalarının dost olomalarının da payı büyük... Arada gönül dostluğu olunca böyle oluyor....
Sana da sorunsuz her şeyin basitleştirildiği bir aile içi ilişki diliyorum inş

 

Fikriye ;
Allah, cümlemize en doğrusunu, en hayırlısını ve en iyisini versin her konuda..
Güzel duan için teşekkürlerimle..

 

bir hayal kur ;
Duanız için "amin" diyorum.. Allah hepimize hayırlar versin.. Teşekkürlerimle..
Sizde olanları anlatmışsınız; ne güzel şeyler.. Zaten böyle düşündüğünüz için halen mutlu bir evlilik yürütüyorsunuz ya.. Maaşallah size de BiriciK'e de.. Allah mutluluğunuzu ve sizin gibi insanları daim etsin..

 

ben de siz zat-ı alinize teşekkür ediyorum:) inşallah.

 

bir hayal kur ;
Ne iyi insansınız.. Bin yaşayınız..

 

Alahım yaa:)) hayırlısı:)

 

bir hayal kur ;
Maaşallah ne güzel gülümsüyorsunuz.. Zanndersin ki dünyanın en iyi gülümseme örneği.. Maaşallah.. Allah sevdiklerinize bağışlasın sizi.. Sizi hayranlık ve ayrıca gıpta ile takip ediyorum.. Tüm küçük çocuklara sizi örnek gösteriyorum.. Maaşallah size..

 

Sen gülümsetiyorsun ya hu napayım:)
Çok teşekkür ederim çocuk gerçekten,
Gönülden...
Amin herkesi inşallah.


 

bir hayal kur;
Çevremdeki herkesi ağlattığımı zannederdim..Bir kişiyi gülümsetiyorsam, ne mutlu bana..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.