Sosyal Yalnızlığın Somurtkanlığı..


Şehr-i İstanbul'un güneşli bir sabaha selam verdiğine bakmayın siz.. Her taraf karanlık aslında.. Kadıköy bile derdime derman olamıyor.. Eksikliklerimi Moda Sahili'nde bile tamamlayamıyorum.. Bu insanlar neden dolanıyor, sokakta ne işleri var Allah âşkına..? Herkes otursun evinde.. Bir tek ben dolaşmak istiyorum sokaklarda yorgun, yalnız, kimsesiz olarak.. Bir tek benim ellerim cebimde olsun.. Bir tek ben yere bakarak yürüyeyim anlamsızca..

Ey benim otuzüç yaşımın yalnızlığı, ne umdun, ne buldun..? Bu yaşa kadar kurduğun hâyâller, hangi kadının ellerinden akıp gitti..?

Bu nasıl bir yalnızlıktır ki; telefonuma aylık ancak 8 adet mesaj geliyor..? Bu nasıl bir çaresizliktir ki; mesaj sayısı 8'den 10'a çıktığında, kendimi dünyanın en sosyal insanı sanmaya başlıyorum..? Ben, ne zaman, nerede bıraktım sosyal insan vasfımı..? Kim tuttu, kim pişirdi, kim yedi hâyâllerimi de bana sadece "hani bana?" demek düştü..?



2 Yorum:

Altına imzamı atardım ama benim 8 mesajım bile yok. Daha kötü durumdayım sanırım.

 

Ey ismi ile roman yazılacak Fikriye ;
Dert etme.. Bana gelen 8 mesajın 4'ünü sana gönderirim; sorun çözülür..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.