Sessizliğin Galibiyeti..



                                                                                                      Söz gümüşse, sûkut altındır.


     Sessizliğin her zaman galip geldiğine inananlardanım..

     Biz insanoğlu, ivecen karakterde yaratılmışız.. Hayatımız yanlışlıklar üzerine kurulmuştur.. Yaşadığımız her saniye, hayatın yeni bir yüzüyle karşılaşır, yeni sonuçlar çıkarmak için yeni sınavlara tâbi tutuluruz.. Her saniye yenilenen hayatta, yeni olaylara karşı çoğu zaman yenilgi içinde oluyoruz..

     Çok konuşuyoruz.. Bir çok konuda ahkâm kesiyor, bir çok olayda ses çıkarıyoruz.. Oysa çoğu yerde, sessiz kalmanın en büyük erdem olduğunu öğrettiler bize.. "Konuştuğum için çok pişman oldum ama sessiz kaldığım için hiç pişman olmadım." diyen büyük zatı dinlemeyi öğrenemedik bir türlü.. Kavga oldu, biz konuştuk.. Tartışma yapıldı, biz konuştuk.. Eğlencede de sesimizi kesmedik, ölümlerde de..

     "Ağır başlı" olmayı başaramadık.. Dilimizde kemiğin olmamasını fırsat bilerek, her olayda, olumlu veya olumsuz tepki gösterdik.. Konuşarak, üste çıktığımızı, galip geldiğimizi düşündük.. Oysa her zaman galip gelen sessizliktir..

     Şimdi sessizim.. Ve.. ben.. galibim..

4 Yorum:

doğru yerde sessiz kalmak en önemli sözcükleri kullanmaktan daha kıymetli çoğu zaman. susabilmeyi başaranlardan olduğumuzda daha huzurlu olacağımız muhakkak.fakat bu halimizden anlayanların da hayatımızda olması şart...

 

Pek değerli arkadaşım, yegane sayfa takipçim, yorumcum, gülümseyen yüzü ile sabah yorumlarına değer katan, dünyanın güzellik tarafını gören, ailesinin nezaketi davranışlarına yansımış, iyi niyetli, ince düşünceli, yardımsever, güzel yemekler yapan, ramazan ayında oruç tutanları iftar için davet eden, amileyat olunca bizi tamı tamına 1850 km'lik yola getiren Çilek Kız, Kelimelerle Dans rumuzlu güzel ruhlu insan ;

(Öyle bir giriş yaptım ki; istesen de beni kötüleyemezsin artık)

Bir kere, senin sessiz kalman söz konusu değil yavrucuğum.. Aramızda bir tartışma olsa, ben, "tamam neyse susalım" desem sen devam ediyorsun.. Susmamak üzerine programlanmışsın anacığım.. Senin sessiz kalamama durumun var..Ama suç senin de değil tabii ki.. Cinsiyetinin.. Konuşmak üzere programlanmış bir cinse sahip olduğun için, cinsinin gereğini yapıyor olmanı anlayışla karşılıyorum.. Sen de cinsinin programlandığı konuda gayet başarılısın, hatta üstüne kendinden birşeyler de katarak, sessizliğin ne demek olduğunu unutturuyorsun ama suç, kesinlikle senin değil : Cinsiyetinin.. Belki de çok sessizsindir de tüm cümlelerini benim yanıma taşıyorsundur, orasını da bilemeyeceğim.. Ki zaten benim kadar dört başı mamur biri olmanı da bekleyemem senden; imkân yok böyle bir şeye, sana da haksızlık olur benimle aşık atmak..

Bilmeni isterim ki; sessiz kalmak, benim cinsim için geçerli bir durum olup, yine de ne yazık ki bu durumu ben de pek uygulamamaktayım.. Zannedersem içimde kadın ruhu olduğundan, konuşma konusunda hatun cinsine başlamaya başladım..

(Cinsine sataştığım için feminist damarların şahlanıp, bana çemkirmeye başlayabilirsin ama unutma ki girişte hakkında iyi şeyler yazdım. Ki zaten iyi şeyler yazmasam da çemkirmek için bir sebep bulursun sen.. Niye..? Çünkü öyle programlanmışsın.. Herkese susarsın, gelir bana fırça atarsın sen.. )

 

öncelikle giriş kısmındaki cümleler için teşekkürlerimi sunarım.yüzümde gülümseme oluşturduğun bir gerçek lakin sonrasında astım yüzümü. buna ilk yorumda yazdığım cümle ile cevap vereyim. "susmak güzeldir fakat bu halimizden anlayanların da hayatımızda olması şart..." demiştim. benim kadar sessiz,sakin,anlayışlı biri varken hayatında senin bu yakınmaların hiç yakışmıyor..ne desen susan,ters bir şey söylesen kavga etmeyip alttan alan,ağır söz söylesen hiç söylememiş gibi gelip selam veren,kötü şeyleri aklında tutmayıp her şey ne kadar da güzelmiş gibi davranan ben değil miyim sevgili arkadaşım.yaptığım en büyük tepki,tartışma çıkarmak değil kızdığımda,kırıldığımda susup kabuğuma çekilmek olur ki bunun farkedilmemesi hoş bir durum olmadı şimdi.boşuna uğraşıyorum o zaman ben içime atıp günlerce sessizliğe bürünmeye...
neyse bütün iplikleri pazara dökmeyelim şimdi.nasılsa sen benim suskun tarafımdan pay çıkarmıyormuşsun...sanırım biraz cadılaşmam lazım ki sen eski kelimelerle dansı hatırlayıp şimdiki halimi taktir edebilesin...:)
bu yazdıklarım fırça atmak değil,kendimi ifade etmektir. ayrıca artık feminist de değilim.küçük bir kız çocuğu ikendi o durum.:)

 

Kelimelerle Dans ;
Maaşallah.. Maaşallah.. Ne güzel kararlar almışsın.. İnşaalah kendini hiç bozmadan, böyle sesiz kalmaya devam edersin..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.