Yıllık İzin Notları.. (2)



İznimin ikinci gününde ;


-- Doktor Hanım ile buluşmak için saat dokuzda ayaklandım.. Esasında Doktor Hanım ile görüşmek için bir gün önce telefonda konuştuk ancak kendisi pek görüşme taraftarı değildi.. Ben, bir şekilde ikna etmek için uğraştım ama ikna olmayacağını anlayınca, kendisinin, bana, yıllarrr yıllarrr evvel bir yemek sözü olduğunu hatırlattım ve bu hatırlatmadan sonra kendisi benimle buluşmaya mecbur kaldı.. Bu sebeple kararından dönmesinden korkarak,  erkenden uyandım; kısa bir duş ve sonrasında iki dilim ekmek ve birkaç dilim peynir yedikten sonra yola koyuldum..


-- Eyüp Sultan'da buluşmak için karar vermiştik ama yolda iken kendisi telefonumu çaldırdı.. Ben, "işi çıktığını" dile getirecek ve buluşmanın iptal olacağını söyleyecek diye korktum ama korktuğum gibi olmadı.. Kendisinin, bir iş sebebiyle Gaziosmanpaşa'da olduğunu dile getirdi. Benim de oraya gelmemi isteyince, daha önce hiç gitmediğim Gaziosmanpaşa'ya gittim..


-- Gaziosmanpaşa Merkez Camii'nde öğle namazı kılma kısmetine nail oldum ve bu durumdan ziyadesiyle mutlu oldum.. Bir vakit namazı idi ve camii tamamen dolu idi.. Bir vakit namazında, bir camiinin tamamen dolu olması o kadar güzel bir durum ki.. Allah, oranın cemaatinden razı olsun..


-- Doktor Hanım, kısa süren işini bitirdikten sonra beraber otobüs ile Eyüp Sultan'a geçtik ve kendisi bana yemek ısmarladı.. Allah kazancına bereket versin; karnımızı doyurma esnasında, bana göre olumlu bir sohbet ettik.. Daha doğrusu ben uzun zamandır sormak istediğim sorular sordum ve kendisi de bana gayet içten cevaplar verdi..


-- İkindi namazının hemen öncesinde, Doktor Hanım, işyerine geçmek zorunda olduğunu dile getirince, ayrıldık.. Ben, benimle biraz daha kalır diye düşünüyordum.. Böyle birden ayrılmak isteyince, ne yalan söyleyeyim; bir daha benimle hiç buluşmayacağını düşündüm ve sonrasında bunu teyit etmek için mesaj çektim ama bu durumun benim korkum olduğunu söyleyerek, böyle bir niyetinin olmadığını dile getirdi.. Böylece yüreğime su serpmiş oldu..


-- İkindi namazını Eyüp Sultan Camii'nde eda ettikten sonra biraz yürüdüm ve sonrasında otobüs ile eve döndüm..


-- Çok güzel bir yıllık izin günü idi.. Çok ama çok özlediğim bir insanın gözlerine bakabilme kısmetine nail oldum bu izin günü sayesinde..


-- Mümkün olduğunca, yorum ve duygu katmadan yazıyorum yaşadıklarımı.. Ancak bir durumu Doktor Hanım'a belirtmeden geçemeyeceğim.. : Sevgili Doktor Hanım, hani "Neden olmuyor..? " sorusuna verilen cevaplar vardı ya; emin olun ki, o sayılan cevaplar kesinlikle doğru, haklı, geçerli cevaplar.. Ama yine emin olun ki; kalpte bir his olaydı, tüm bu söylenilenlere rağmen "olmazlar" "olur" olurdu.. Kalpte his olmayınca, "olmazlar" kendilerine kılıf arıyorlar, hepsi bu.. Daha doğrusu, kalpte his olaydı, "şu sebeple olmaz" dediğimiz şeyler, nedensiz bir şekilde kendilerini "olur olur.. Hallederiz.. Aşarız.. Düzeltiriz.. " gibi umutvari cümlelere bırakırdı..


 

2 Yorum:

İyi geceler ,,,, son paragrafın albenisi yoruma zorladı ,,,,, ' hissediyoruz çok hisliyiz aynı zamanda zekiyiz ve aynı zamanda kuşkucu işte tam o an sevgiyi tanımlamaya çalışıyoruz ya hani... yanlış olan bu işte tanımlamak ! sevgi tanımlandıkça sınırlanır ve bence olanaksızlaşır .. Henüz bir dakikayı tanımlayan biri çıkmadı veya ben okumadım .. bütün mesele o bir dakikada.. bizim oraların deyimiyle " ya herro ya merro " kardaş ..................

gidip uyuyayım en iyisi ,,

f.

 

f ;
Birkaç cümle, seni yorum yazmaya zorladıysa, ne mutlu bana ki öyle cümleler uydurabilmişim..
Ben esasında sevgiyi pek tanımlamak için uğraşan bir herifçioğlu değilimdir ama sana öyle gelmişse, bilemem.. Hem o kadar işim-gücüm varken, sevgiyi tanımlamak için zaman harcayamam ya.. Sonuçta "ya herro ya merro" hayatını sürüyoruz, sevgi de neymiş..:)

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.