Sonbahar Gözlü Kadın..


Ey hiç tanımadığım, otobüsün birinde başını cama dayarken gördüğüm, sonbaharın hüznünü gözlerine yansıtan kadın..!

Gözlerinde sonbaharın sararmış yaprakları, kalbinde bu kadar hüzün varken, Şehr-i İstanbul'un hangi noktasına gitmek için hüzünlerin hamallığını yapıyorsun..?

Beyaz tenin, zeytinden kara uzun saçların, kırmızı ojelerin, burnundaki beni benden alan hızman ve başındaki o eşsiz saç bandın ile hüzünlenmek senin neyine..? Sen emret; biz insanoğlu taşırız hüzünleri senin yerine..!

Sen, kalbimin daha hızlı çarpmasına vesile olan bu eşsiz güzelliğin ile mutluluk türküleri söylemelisin çevrene.. Kadıköy Moda'da kahve içmeli, bana yeniden Kız Kulesi'ni sevdirmelisin.. Yağmurlu sokaklarda dolaşmalısın benimle.. Kapatmalısın tüm çirkinliklerimi, kendi güzelliğinle.. Öyle güzel bakmalısın ki bana ve öyle sıkı tutmalısın ki ellerimden; cümleler uydurmalıyım sana sayfalar dolusu.. Senin için şiir yazmaya yeltenmeli, seni görebilmek için Şehr-i İstanbul'un bir ucundan öte ucuna gelebilmeliyim.. Yorgunluğumu senin yüzünle unutmalı, asabiyetimi senin yanında kedi uysallığına dönüştürmeliyim.. Bir şiire bakar gibi bakmalıyım yüzüne.. Bir türkü söyler gibi söylemeliyim ismini.. Ara ara seni kızdırmalı, sonra kalbini kazanmak için uğraşmalıyım.. Sabah uyanınca ilk sana mesaj çekmeli, gece uyumadan önce seni düşünebilmeliyim..

Ey hiç tanımadığım, sonbaharın hüznünü hamal olarak taşıyan kadın..! Rica etsem bir kez olsun, az ileride gözünü ayırmadan sana bakan bu <Çocuk>'a bir kez bakar mısın..? Gözlerini gözlerime değdirir de, seninle ilgili hâyâller kurmamı sağlar mısın..? Saç bandınla kalbimi, kendi kalbine bağlar mısın..? İnme bu durakta n'olur, benimle sonsuza kadar bu otobüste kalmaz mısın..?


0 Yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.