Havalar Isında Ya...


Havalar ısındı ya; şairler, şiir yazamaz oldular..
Kadıköy'de, sürekli türkü söyleyen, yırtık elbiseli, o deli adam, türkü söylemez oldu..
Yazdığım tüm cümleler, imla hatalarıyla dolu..
Kitaplardaki anlatım bozuklukları, anlatımın önüne geçer oldu..

Martıların, Marmara'ya küstüğünü söylüyorlar.. Vapurların ardından uçmaz olmuşlar..
Göçmen kuşlar, soğuk memleketlere göç ediyorlar..
Eminönü-Kadıköy arası vapurlar çalışmaz, insanlar çay yudumlamaz olmuşlar..
Gözlerden şiir akmıyor.. Türk filmlerindeki zengin erkekler, fakir kızlara sevdalanmıyor..
Kalem, kâğıtla buluşmuyor.. Yağmur, sevdalısı toprağa kavuşamıyor..
Alında ter damlaları birikti; kalbe, serinlik ulaşmıyor..

"Okuyan göz, kalem tutan el, ömür boyu dert görmez.." demişti, Süleymaniye Ağa Kapısı'nda, okur-yazar olma sevdalısı o yaşlı kadın..
Havalar ısındı ya; okur-yazar sevdalısı o yaşlı kadın, bu sabaha karşı öldü.. "...Dert görmez" dediği, kalem tutan eller, okuyan gözler; derdin kendisi oldular, dertlerle hemhâl oldular..



Havalar ısındı ya; sokaklar, çocuk kahkahalarına hasret kaldı..



0 Yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.