Oyuncağım Nerede..?



     Hava soğuk.. Üşüyorum.. Anne rahmindeki cenin gibi iki büklüm oturuyorum bindiğim otobüsün cam kenarındaki koltuğunda.. Tüm vücuduma kar yağıyor gibi.. Titriyorum.. Dişlerim ritmik bir şekilde birbirine değiyor ve çıkan sesten rahatsız oluyorum.. Bu denli üşüyor olmama rağmen içimdeki tüm sıvılar birer birer dışarı çıkıyor : Burnum akıyor ve alnımda ter damlaları birikmiş durumda.. Birkaçı benden kurtulmak ister gibi birer ikişer aşağı bırakıyorlar kendilerini.. Vücudumun neresinde olduğunu bilmediğim tarifsiz bir acı var.. Kıvranıyorum.. "İyi misin oğlum? " diye soruyor yanımda oturan yaşlıca kadın.. Ne diyeceğimi bilemiyorum.. Birkaç saniye nasıl olduğumu düşünüp "İyiyim.. " diyorum.. Öyle ya.. İyiyim.. Ben hep iyiyim..!


_____________________________________________________________________
Beni merak ediyorsun ya hani.. Anlatayım kendimi.. :

     Ne zaman karanlık çökse ruhumu satıyorum.. Kuytularda, sinema salonlarında, tenhada, ışığın girmediği mekânlarda.. Bazen her hafta, bazen her gün; satıyorum kişiliğimi, tanımadığım insanlara..


     Bana, neden bu kadar dürüst olduğumu soruyorlar.. Oysa en büyük yalancı benim.. Her gün insanlara dürüstlüğüm hakkında yalanlar söylüyorum.. Hepsi  yalanıma inanıyor..
 _____________________________________________________________________


     ...Ve üşürken, alnımdan ter damlaları düşmeye devam ediyor.. Dişlerimin birbirine bu denli hızlı çarpmasının çıkardığı sesten veya her an kişiliğimi satıyor olmanın acısı ile haykırabilme ihtimalim olduğundan, otobüste bulunan insanların rahatsız olacağını düşünüp kendimi ilk durakta yola bırakıyorum.. Hava soğuk, etrafta hiç kimse yok.. Yine karanlıktayım, yine yalnızım, yine yürüyorum.. Az ileride, bir kuytu köşede, ruhumu yeniden satabilirim diye korkuyorum.. Ayağım beni ileriye götürmüyor.. Geri de gidemiyorum.. İleriden, çok ileriden, acı bir fren sesi duyuluyor.. Bir çocuk haykırışı geliyor uzaktan.. Sese doğru acı içinde yürüyorum.. Arabanın altında kanlar içinde kalmış bir < Çocuk > haykırıyor : "Oyuncağım nerede..?"


     Ben, arabanın altında kalmış, kanlar içindeki < Çocuk >'un oyuncağını satan adamım.. Ben, ne zaman karanlık çökse, kişiliğini üç otuz kuruşa pazarlayanım.. Ben, ben olmak için uğraşan, her geçen gün ben'inden uzaklaşanım.. Ben, aynadaki yansımasına bakmaya korkanım..








6 Yorum:

artık her sabah baktığım 2. site bu. yine çok güzel.

 

Teşekkür ederim Banu bu ilgi için.. Ama merak bu ya : ilk site hangisi..?

 

onu sana özelden söyleyeyim. saçma gelecek ama bu aralar hep ona bakıyorum. bide senle bi türlü sohbet edemedik. kesintisiz bi sohbet istiyorum.

 

Bana artık hiçbir şey saçma gelmiyor Banu.. Haliyle saçma geleceğini düşünme..
Ayrıca hoşsohbet bir insanla sohbete açığım her daim..
Feys'ten yazarsın o siteyi..

 

hımmmm.
geçmiş olsun.
:)
karamsar olma sakııın.
:)

 

deeptone ;
Karamsarlık demeyelim de genelde bardağın boş tarafını gören bir yapım var.. Huzursuzlukta ve mutsuzlukta huzur bulan, mutlu olan biriyimdir..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.