Engelli Biriysen..


Siz, engelli bir birey olmak nasıl bir his biliyor musunuz..?
Ben biliyorum..


Engelli biriysen ve Türkiye'de yaşıyorsan; herkesin acıyarak bakan gözlerine alışmalısın.. Yanından geçen insanların bazen "vah vah" dediğini duyarsın, bazen gereksiz yere, fazlaca hassasiyet gösterenlere tanık olursun.. Bir yere gittiğinde, tüm gözlerin üzerine çevrildiğini farkedersin.. Asla ve asla rahat edemez, olman gerektiği gibi bir insan olamazsın.. Hayatının çoğu, başkalarının yanında, rol yapmakla geçer.. Çoğu zaman hiç bir şeyi umursamayan, katı, soğuk, resmi biriymiş gibi davranırsın.. Ne zaman ki kendin gibi olmaya başlarsın, uzaktan bir yerden kısık bir sesle, "Haline bakmıyor da böyle davranıyor" diye kınayan cümleler duyarsın.. Sonra siner, kabuğuna çekilir, yeniden rol yaparsın..

Engelli biriysen, sağlam birini sevemezsin mesela.. Diyelim ki, bir kızı beğendin.. Asla gidip de o kıza açılamazsın.. İçin içini yer ama sen ilk adımı bir türlü atamazsın.. Bilirsin çünkü olumsuz cevap alacağını.. Beğenini de, sevgini de içinden yaşarsın.. Hayatın boyunca, hep "en iyi arkadaş, en iyi evlat, en iyi dost, en iyi personel" olursun ama hiç "en iyi sevgili" unvanını elde edemezsin..

Diyelim ki, kırk yılda olan bir şey oldu ve beğendiğin sağlam kız da seni beğendiğini söyledi.. Kızın ailesi istemez, arkadaşları istemez, tanıdıkları istemez.. Kızın ailesiyle tanışmaya gidersin, bir yaratığa bakarmış gibi bakarlar sana.. Çay bardağını tek başına tutabildiğini, çayını tek başına içecek kadar azimli olduğunu görmezler de daha sağlam tutmak için çay bardağını iki elinle tuttuğun için, "Çay bardağını bile tek elle tutamıyor" der, seni kınar, değil kızlarını vermek, selam bile vermez olurlar..

Engelli olmak öyle bir şey ki; bu tür cümleler kurduğun için "duygu sömürücüsü" derler sana.. Lafa gelince, herkes, "Biz de engelli adayıyız, önemli olan insanın kalbidir, bedeni değil." der ama en çok bu cümleleri söyleyen insanlar seni ikinci sınıf insan sayar ve senin kalbini kırar..

Örneklerle cümle kurmaya devam etsem, yüzlerce örnek gösterebilirim.. Çünkü yaşıyorum..  Çünkü kalabalığa karışmak istemeyen, kendini sürekli yalnız ve eksik hisseden, hissettirilen biriyim ben.. Yaşamak istediklerimi, sokakta, insanlarla beraber değil de, sanal alemde yaşıyorum.. Dışarıda ne kadar rol kesiyor; soğuk, resmi, hep olumlu taraftan bakan biri oluyorsam, sanalda o kadar kendim gibi olmaya çalışıyor, duygularımla yaşamak için gayret ediyorum.. Cümle uydurarak bir hayat kuruyor, âşık oluyor, kavga ediyor, yenilikler yapıyorum.. Eksik yaşamımı, uydurduğum cümleler ile tamamlamaya çalışıyorum..

Kuracağım onlarca örnek, neler yaşadığımı anlamaz için yeterli olmaz.. En fazla bir gün empati kurmaya çalışır, ikinci gün "duygu sömürücüsü" yaftasını yapıştırırsınız.. Kaçınız, bir bardağı iki eliyle tuttu diye, istenmeyen ve işe yaramaz bir adam ilan edildi ki Allah âşkına..? Kaçınız, bir bardak çay yüzünden, kimseye çaktırmamak için bir bahane bularak kalabalıktan uzaklaşıp, tenha bir yerde hıçkıra hıçkıra gözyaşı döktünüz ki..?  

Ben, bir engelliyim ve bu yazdıklarımdan çok daha fazlasını yaşadım, yaşıyorum ve muhtemelen yaşamaya devam edeceğim.. Ama emin olun, ben de benden daha kötü durumda olan bir insanın durumuyla ilgili empati kuramıyorum.. Yani sizin gibiyim, haliyle sizi yargılamıyorum..

...Yine de eğer bir nebze olsun, engelli bir insanın neler hissettiği hakkında fikir sahibi olmak isterseniz, bir tekerlekli sandalye ile Şehr-i İstanbul'da bir saat gezmeye çalışın.. Görme engelli birini düşünün.. Otobüse tek başınıza binmeye, kaldırımda yarım saat yürümeye çalışın.. Tüm bu engellerinize rağmen direkt Allah'a bağlı olan, sizden emir almayan, mantıktan anlamayan, yani size ait olmayan bir kalbin varlığını düşünün.. Görme veya işitme engelliyken veya tekerlekli sandalyeye muhtaçken, birine âşık olduğunuzu hissedin..

...İnanın bana yapamazsınız.. Ne düşünürseniz düşünün, düşündüklerinizden çok farklı oluyor herşey.. Hoşlanarak baktığınız bir insanın, size acıyarak bakmasının hissettirdiklerini, asla ve asla kelimelerle anlatamazsınız.. Hoşlanarak baktığınız ama size acıyarak bakan o insanın bakışlarının, kalbinize paslanmış çivi çakmakla eşdeğer olduğunu, yaşamadan asla bilemezsiniz.. Yani bazen empati kurmak isteseniz bile, o durumu gerçekte yaşamadığınız için kurduğunuz herşey hep eksik, yüzeysel ve basit kalacaktır..

...Yine de eğer bir nebze olsun, görme engelli birinin, duygusal olarak değil de, fiziksel olarak nasıl zorluklar yaşadığını merak ediyorsanız, Gayrettepe'de kurulan 'Karanlıkta Diyalog Şehri'ne bir göz atmanızı öneririm.. 

Eğer buraya gider, zifiri karanlık bir odada, görme engelli birinin yaşadığı fiziksel zorlukları bir nebze olsun anlamaya çalışırsanız, belki hayatınıza yeni bir bakış açısı gelir.. Ancak şunu unutmayınız lütfen; yaşayacağınız fiziksel zorluklar, engelli birinin yaşadığı duygusal zorlukların yanında çok basit kalacaktır..



10 Yorum:

tüm bu yazının altına imzamı atmakla birlikte bir de "benim dünyam" filminin izlenmesini öneririm.görmeyen,duymayan ve konuşamayan yani "imkansız" denilen bir yaşamın nasıl olabildiğini görmek için hem de halimize şükretmek için izlenilesi bir film.

 

Kim demiş eksiklik diye. Eksiklik denilen şey, kirli düşüncelerde... Asıl eksiklik; kendini bilmeyen ve çevresini görmeyende. Asıl eksiklik; yürek yerine moloz yığınını içine dökende.

Ya sen ve Duygu iki gündür beni mahvettiniz. Boğazıma düğümlenen düğümü açamıyorum. Neyse sustum.

 

Kelimelerle Dans ;
Benim uydurduğum cümlelerin altına imzanı falan atmasana yahu.. Sonra "kimin bu imza" diye düşünüp duruyorum.. İmza da imza olsa.. Benim ki gibi iki tane çizik.. İmza demeye bin şahit ister..
Ayrıca sahi aklıma geldi ya; ben de imza atmaktan zerre kadar anlamıyorum.. Hiç öyle karakterli bir imza atamamışımdır.. Üstelik imzadan insan karakteri tespit edilebiliyormuş.. Benim imzama bakan uzman" sen karaktersizin önde gidenisin" der, kovar beni odasından..

Hamiyet ;
Çok mu duygusal oldun, yaşlandın mı nedir..? Yahu öyle yazdıklarımıza bakma sen bizim.. Yazmak için yazan insanlarız.. Maksat vakit geçirmek..

 

heh işte ben de aynı şeyi düşünüyorum.hele son günlerde her gün hastanede imza atınca imza adı altında çizdirdiğim iki üç çizgi ne iğrenç geliyor gözüme.şöyle karekterli bişi bulmak lazım ama nasıl:)

 

Çocuğum ben yaşlandım diye boşuna mı diyorum. Evet, yaşlandım ve kalbim tekliyor. Allah, siz ikinizi ve tüm güzel yürekli insanları acıdan uzak eylesin.

 

Kelimelerle Dans ;
Ben, imzam karakterli olsun diye çok imza denemesi yaptım ama resim çizmeye yeteneğim olmadığı gibi imza atmaya da yeteneğim olmadığını farkederek vazgeçtim bu sevdadan.. İki tane yamuk çizgi çekiyorum, imza diye yutturuyorum insanlara..
Yalnız ne yalan söyleyeyim; hep özenmişimdir güzel imza atan insanlara..

Hamiyet ;
Burdan söylemek istemeyebilirsin.. Gerekirse kalemhane@gmail.com adresine e-posta da atabilirsin.. Ama illa ki beni bilgilendirmen gerek.. Yaşın kaç kuzum senin..?
Haa sakın "hatun cinsine yaş sorulmaz" deme, sahiden elime alırım terliği..

 

yazı ve yorumları okudum. benim de bir arkadaşım var tekerlekli sandalyede yaşıyo ve odasından çıkamıyo hiç. onun hayatını kolaylaştırmak için elimden geleni yapıyorum. hayatımda tanıdığım ilk ve tek engelli o. öyle zorlu bir konuda yazmışsın ki. insanın içini ezen ama elinden bişi gelmeyen çaresiz bi konu bu. kuzey avrupa gibi bir yer haline gelebilirsek işallah daha iyi olcaz.

sözünü ettiğin yere giderim tabii. bana çok yakınmış yeri.

 

al benden de o kadar...neyse daha genciz, buluruz bir güzel imza inşallah.kendine bulursan beni de unutma:)

 

Aman aman alma eline terliği :)
Gerekli bilgilendirme tarafınıza yapılmıştır.

 

deeptone ;
Arkadaşını çok iyi anlıyorum deep.. Eminim biraz empati kurunca sen de anlayacaksındır onu.. Onunla iken, insanların ona bakışına bak, neden çıkmadığını anlarsın.. Ayrıca seninle bir ara buluşup bir kahve içelim de hayatında olan ikinci bir engelli herif olsun..
Ayrıca Kuzey Avrupa gibi olmamıza çok var ne yazık ki.. Ama inşallah öyle oluruz diyelim..
Sözünü ettiğim yere gider ve bir de bu konu hakkında yazı yazarsan, hissettiklerini aktarırsan, sahiden çok zevkle okuyacağım..

Kelimelerle Dans ;
Kendime bulursam, sana selamı bile keserim.. Hahaaaayyyttt.. Benim gibi güzel imzası olan, senin gibi çirkin imzalı biriyle ne yapsın..?:)

Hamiyet ;
Gerekli bilgiler okunmuş, gerekli cevaplar tarafınıza arz edilmiştir..

 

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.